Türk Atlantik Konseyi’nden IDEF 2025’te Stratejik Panel: “Yarının Krizlerine Bugünden Hazırlık”

Türk Atlantik Konseyi’nden IDEF 2025’te Stratejik Panel: “Yarının Krizlerine Bugünden Hazırlık”

Türk Atlantik Konseyi’nden IDEF 2025’te Stratejik Panel: “Yarının Krizlerine Bugünden Hazırlık”

NATO çerçevesinde Türkiye’nin dış politika önceliklerini kamu diplomasisi yoluyla görünür kılmayı hedefleyen Türk Atlantik Konseyi, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen, uluslararası savunma sanayii fuarı IDEF 2025 kapsamında “Yarının Krizlerine Bugünden Hazırlık: NATO Üyeleri Savunma İşbirliği” başlıklı bir panel gerçekleştirdi.

24 Temmuz 2025 Perşembe günü İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen panel, IDEF Talks programı kapsamında Türk Atlantik Konseyi’nin ev sahipliğinde ve seçkin konuşmacıların katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlik, NATO müttefiklerinin gelecekte karşılaşabileceği güvenlik tehditlerine karşı savunma sanayii iş birliklerinin nasıl güçlendirilebileceği sorusuna odaklandı. Uluslararası katılımcıların yer aldığı panel, çok aktörlü güvenlik mimarisinin sürdürülebilirliği ve birlikte çalışabilirliğin güçlendirilmesine yönelik bir bilgi ve diyalog ortamı sundu.

Saat 12.30’da Türk Atlantik Konseyi Başkanı Av. Dr. Mustafa Veysel Güldoğan’ın açılış konuşmasıyla başlayan panelin ilk oturumu, Genel Sekreter Av. Emir Abbas Gürbüz’ün moderatörlüğünde gerçekleştirildi. “Interoperability in the Alliance: From Ankara to Washington D.C.” başlıklı oturumda, Abdullah Gül Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Kurç ve Gelecek Araştırmaları Enstitüsü’nden Savunma Analisti Arda Mevlütoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Oturumda, NATO üyeleri arasında savunma teknolojilerinin uyumluluğu, operasyonel entegrasyon süreçleri ve Türkiye’nin bu yapılar içindeki teknik kapasitesi masaya yatırıldı.

“NATO Zirveleri artık üyelerin savunma harcamaları ve bütçe taahhütleri gibi somut katkılarının öne çıktığı bir çerçevede şekilleniyor.”
Panelin açılışında konuşan Türk Atlantik Konseyi Başkanı Av. Dr. Mustafa Veysel Güldoğan, NATO’nun güvenlik anlayışının son yıllarda stratejik gereklilikler doğrultusunda evrildiğini belirtti. Daha önceki yıllarda diplomatik müzakere süreçlerinin konuşulduğu toplantılar yerine üye ülkelerin savunma bütçeleri, üretim kapasiteleri ve teknolojik kabiliyetleri ile kolektif caydırıcılık yeteneklerinin konuşulduğuna dikkat çekti. NATO Zirveleri’nin günümüzde bu çerçevede şekillendiğini ifade eden Güldoğan, savunma sanayiinin artık sadece askeri değil, aynı zamanda uluslararası iş birliğini ve stratejik ortaklığı destekleyen önemli bir diplomasi aracı hâline geldiğini vurguladı.

“Artık nükleer silahları, füzeleri ve savaş gemilerini konuşuyoruz.”
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Türk Atlantik Konseyi Genel Sekreteri Av. Emir Abbas Gürbüz, savunma politikalarının odağında yaşanan paradigma değişimine dikkat çekti. Gürbüz, uluslararası hukuk, etik ve diplomasi temelli tartışmaların yerini artık askeri kapasite, nükleer caydırıcılık ve yüksek teknoloji savunma sistemlerinin aldığını ifade etti. NATO içindeki birlikte çalışabilirlik konusunu tarihsel örneklerle değerlendiren Gürbüz, sadece teknik değil, insan odaklı uyumluluğun da önemine vurgu yaptı. Ortak tehdit algısı, karşılıklı güven ve etkin iletişim gibi unsurların eksikliği durumunda, teknik entegrasyonun yetersiz kalacağını belirtti. Gürbüz, NATO’ya son dönemde katılan bazı ülkelerin ordu yapılarında hâlâ Rusya yanlısı unsurların varlığının, veri paylaşımı açısından güvenlik açıklarına neden olabileceğine işaret etti.

Panelde, Abdullah Gül Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Kurç ile Gelecek Araştırmaları Enstitüsü Savunma Analisti Arda Mevlütoğlu da söz aldı. Konuşmacılar, NATO üyesi ülkeler arasında savunma teknolojilerinin uyumluluğu, dijital dönüşüm süreçleri, yapay zekâ entegrasyonu ve ortak tehdit algısının oluşturulmasına yönelik mevcut yapılar ile karşılaşılan zorlukları ele aldı. Konuşmalarda, savunma sanayinde sürdürülebilir iş birliğinin yalnızca teknik değil; aynı zamanda siyasi ve kültürel düzeyde de kurumsal temellere oturtulması gerektiği vurgulandı.

Türk Savunma Sanayi Şirketleri için NATO İhalelerine Giriş
IDEF 2025 kapsamındaki etkinlikler, savunma sanayiinin NATO ile entegrasyonuna odaklanmayı sürdürdü. “Türk Savunma Sanayi Şirketleri için NATO İhalelerine Giriş” başlıklı ikinci panel oturumu, saat 13.10’da Genel Sekreter Av. Emir Abbas Gürbüz’ün moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

“Savunma sanayii ihracatı, Türkiye’ye hem prestij hem de stratejik etki kazandırır.”
Panelde konuşan Türk Atlantik Konseyi Genel Sekreteri Av. Emir Abbas Gürbüz, Türk savunma sanayi ürünlerinin yalnızca ulusal ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, uluslararası alanda da yoğun ilgi gördüğünü belirtti. Bu ürünlerin ihracatının Türkiye’ye ekonomik faydanın ötesinde, yumuşak güç kapasitesi açısından da önemli katkılar sunduğunu ifade eden Gürbüz, savunma sanayii ihracatının, ülkenin küresel etkisini artıran stratejik bir unsur haline geldiğini vurguladı.

Panelde, DAMISE İş Geliştirme ve İş Birlikleri Direktörü (E) Tuğgeneral Taner Sağıroğlu ile STM Komuta Kontrol ve Karar Destek Sistemleri Müdürü Mustafa Bayındır da konuşmacı olarak yer aldı. Katılımcılar, NATO ihale süreçlerine ilişkin teknik ve idari prosedürler, üyelik ve akreditasyon mekanizmaları, teklif hazırlama yöntemleri ile şirketlerin karşılaştığı yapısal zorluklar üzerine değerlendirmelerde bulundu. NATO’ya yönelik başarılı tedarik girişimleri için gerekli olan hazırlık, uyum, insan kaynağı ve sürdürülebilir iş modeli geliştirme başlıkları da oturumda ele alınan konular arasında yer aldı.

Türk Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen panel, hem NATO üyeleri arasındaki stratejik savunma işbirlikleri geliştirme amacına hem de Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesinin uluslararası düzeyde görünür kılınmasına önemli katkı sağladı. Panel, savunma ve güvenlik profesyonellerinin yanı sıra düşünce kuruluşları, kamu temsilcileri, genç uzmanlar ve medya mensupları için de yüksek katma değerli bir tartışma zemini sundu.

Türk Atlantik Konseyi Hakkında:
Türk Atlantik Konseyi (Atlantic Treaty Association of Turkey – “ATA Türkiye”), NATO Kamu Diplomasisi Daire Başkanlığı’nın tavsiyesi doğrultusunda, 1954 yılında kurulan Atlantik Antlaşması Birliği’nin Türkiye şubesi olarak 1957 yılında faaliyetlerine başlamıştır. Kar amacı gütmeyen, özel ve bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Konsey, Soğuk Savaş döneminden günümüze kadar Türkiye’nin jeopolitik konumunun ve transatlantik ilişkilerdeki stratejik rolünün daha iyi anlaşılmasına katkı sunan çalışmalar yürütmektedir.

Kurulduğu günden bu yana dış politika, güvenlik, savunma ve NATO iş birlikleri alanlarında saygın bir düşünce platformu olarak konumlanan Türk Atlantik Konseyi; kamu diplomasisi faaliyetleri, uluslararası paneller, gençlik programları ve yayın çalışmaları ile ulusal ve uluslararası düzeyde etkinlik göstermektedir. Transatlantik güvenlik mimarisinin güçlendirilmesine yönelik katkı sağlamayı amaçlayan Konsey, Türkiye’nin NATO içindeki rolünü pekiştirecek yapıcı diyalog zeminleri oluşturmaya ve stratejik ortaklıkları teşvik etmeye devam etmektedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın