İZMİR İKİNCİ YÜZYILINDA İKTİSAT KONGRESİ İSTİŞARE TOPLANTISI VE SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLADI

İktisat nedir? İktisat Kongresi ne zaman? İktisat Kongresi İlk ne zaman düzenlendi? İkinci İktisat Kongresi ne zaman?

İzmir’de 17-21 Mart 2023 tarihleri arasında düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin sonuç bildirgesi yayınlandı.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin son gününde oylanan maddeler arasında yer alan, 8 Mart Kadınlar günün bayram, tatil veya anma kararı 86 oya karşılık 75 oy ile maddeler arasında çıkarılırdı. Sonuç bildirgesinde alması kararlaştırılan başka bir konu ise kadınlara ve LGBT(İsmen gündeme getirildiği)’lilerin de çalışma hayatında, işçilik ve her alanda yer alması, eşitlik maddeleri oylanırken;  işçi, çiftçi ve sanayicilerin oy çokluğuyla onaylanarak sonuç bildirgesinde yer aldı. Sonuç bildirgesinde yer alacaklar çiftçi, işçi ve sanayici, tüccar esnaf paydaş grupları, uzmanı buluşmaları ve yüksek istişare kurulu toplantılarıyla, şekillenen yeniyüzyıla yön verecek politika önerilerini içeren bildirge,  tüm delegeler tarafından oylanarak kamuoyuyla paylaşılarak dünyaya duyuruldu

İKİNCİ YÜZYILIN İKTİSAT KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ GELECEĞİN TÜRKİYESİ’Nİ İNŞASI OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ

İzmir İkinci yüzyılında İktisat Kongresi (17 -21 Mart 2023’te) 21 Mart 2023 tarihinde saat 18.57’de son maddeleri oylanıp yayınlanarak dünyaya duyuruldu.

SONUÇ BİLDİRGESİ : GELECEĞİN İNŞASI

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Sonuç Bildirgesi 21 Mart 2023, İzmir

Bölüm 1: Giriş

Bizler, tüm Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve meslek örgütleri, ülkemizin işçi, çiftçi, sanayici, tüccar ve esnaflarını temsilen Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılının iktisat politikalarına yön vermek için İzmir’de bir araya geldik.

Tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi de Türkiye ve dünya için son derece kritik bir dönemde gerçekleşmektedir. Bu kongre, İzmir’den tüm insanlığa yapılan topyekün bir yenilenme çağrısıdır.

Kongremizin amacı, insan uygarlığının geleceğini sivil bir ruh, ortak akıl, vicdan ve doğayla uyum içinde inşa etmektir. Aldığımız her bir kararın özünde, Anadolu ve Akdeniz’in kadim tarihinden gelen birbirimizle, doğamızla, geçmişle ve değişimle uyum ilkeleri yer almaktadır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Planlama Ajansı’nın sekretaryasını yürüttüğü İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde geleceği bugünden inşa etmek ve bizden sonraki nesillere miras bırakmak için buluştuk.

Biz, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin paydaşları, sadece köprüleri, yolları ve binaları değil iyi tasarlanmış bir geleceği de miras bırakmak istiyoruz.

Refahın çoğaldığı ve adilce paylaşıldığı, ortak aklın, doğayla uyumun ve vicdanın gücüyle dönüşen bir Türkiye ve dünyanın özlemiyle, dayanışmanın ve değişimin kenti İzmir’den tüm insanlığa sesleniyoruz.

Birinci İktisat Kongresi büyük yangından sadece beş ay sonra 1923’te, bu şehirde, İzmir’de toplandı.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, yeni Cumhuriyet’in iktisat politikalarını işçi, çiftçi, sanayici ve tüccar temsilcilerinin rehberliğinde, sivil bir ruhla inşa etti. İzmir bu buluşmayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, yakın zamanda gerçekleşecek kuruluşun tarihe ve dünyaya müjdelendiği yer oldu.

15-21 Şubat 2023 tarihinde düzenlemeyi arzuladığımız, fakat 6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeniyle, 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Birinci İktisat Kongresi’nden tam yüz yıl sonra, tarihten aldığı bu sorumluluk ve cesaretle toplanmıştır. Bu mirası İzmir’e, Türkiye’ye ve dünyaya armağan eden Atatürk ve onun kadın erkek tüm yol arkadaşlarının hatırası önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz.

6 Şubat depreminde yaşamını yitiren her bir canımızın acısını taşıyoruz. Yaşam hakkının her şeyin üzerinde olduğu bir Türkiye özlemini, Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bu son düzlükte bir kez daha seslendiriyoruz.

Benzer bir acının bu topraklarda bir kere daha yaşanmaması için irademiz ve gücümüz ölçüsünde elimizden gelen her şeyi yapacağımıza, biz hepimiz bir arada ve her birimiz ayrı ayrı, tarihin ve çocuklarımızın huzurunda söz veriyoruz.

Bizler, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi çalışmalarına çiftçi, işçi, sanayici, tüccar ve esnaf paydaşlarının ön buluşmalarıyla başladık. Sekiz ay süren hazırlık sürecinde geleceğin iktisat politikalarına yön verebilmek için yirmi bir hazırlık toplantısı gerçekleştirdik.

Paydaş toplantılarında onlarca ilke ve karara imza attık. Bu ilke ve kararları akademik bilgi ve tecrübeyle buluşturmak için birbirimizle, doğamızla, geçmişle ve değişimle uyumu esas alan dört uzman toplantısı düzenledik.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi hazırlık sürecine yüz seksen kurum, beş yüzden fazla delege ve iki yüzü aşkın uzman katıldı. Elli kişiden oluşan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Yüksek İstişare Kurulu’nun önerileriyle çalışmalarımız şekillendi. Bin sayfayı aşkın öneri metni, rapor ve tutanak bu çalışmalar kapsamında hazırlandı.

15 Mart 2023 tarihinde başlayan ana kongre sürecinde Türkiye ve dünyadan çok sayıda yazar, düşünür, akademisyen, bilim insanı, aktivist, siyasetçi, çiftçi, işçi ve iş insanı geleceğin inşası için fikirlerini paylaştı.

Kongre öncesi ve sırasında kadın, eğitim, gençlik, sokak ekonomisi, sanat ekonomisi ve çocuk başlıklarını taşıyan özel forum ve çalıştaylar da gerçekleştirildi.

Her üç paydaş grubu kendileri dışındaki iki paydaş grubu tarafından hazırlanan ilke ve kararları inceledi ve gerekli gördükleri maddeler üzerinde çekincelerini ortaya koydu.

İşçi, Çiftçi ve Sanayici, Tüccar, Esnaf paydaş grupları daha önce hazırladıkları ilke ve kararları, diğer paydaşların ve uzmanların görüşlerini dikkate alarak ana kongre sürecinde nihai hale getirdi.

Üç paydaş grubu, uzmanlar ve Yüksek İstişare Kurulu’nun önerileriyle bu bildirgenin giriş bölümü hazırlandı.

Bugün, aylarca süren bu çalışmanın sonuçlarını geleceğe taşımak üzere bir aradayız.

“Geleceğin İnşası” adlı bu bildirgemiz, 21 Mart 2023 akşamı İkinci Yüzyılı’nın İktisat Kongresi’nin  delegeleri tarafından oylanarak büyük oranda oy çokluğuyla edilmiştir. Şerhler bu belgeye işlenmiştir.

Bölüm 2: İzmir ve İktisat

Birinci İktisat Kongresi’nin, yüzyıllar boyunca ticaret yollarının bağlantı noktası olan liman kenti İzmir’de toplanması,  bir tesadüf değildir. İzmir ve iktisat arasındaki köklü ilişki, şehrin tarihsel kimliği ve kültür tarihinde saklıdır.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin yüz yıl önceki İktisat Kongresi’nin köklerinden yine İzmir’de yeşermesi bunun en güzel örneklerinden biridir. Buluşmamız, geleceği çeşitlilik içinde birlik ilkesiyle inşa etme irademizin bir sonucudur.

8500 yıllık kadim kültürüyle İzmir, tarihi boyunca farklı uygarlıklar doğurmuştur. İzmirliler, tüm farklılıkları ile bir arada yaşayabilmenin sihrini bulmuş, şifrelerini keşfetmiş, çok sesli ve çok renkli yaşam biçimlerini refaha dönüştürmüştür.

İzmir’in ticaretten akademiye, edebiyattan müziğe, şehircilikten mimariye uzanan sayısız yeniliğe ev sahipliği yapması, işte bu çok güçlü iktisadi ve kültürel koşulların bir sonucudur.

İzmir’in bereketli doğasıyla kurduğu güçlü bağlar, bu gelişimin seyrinde belirleyici olmuştur. Şehrin kimliğini, halkın arasında kök salan ve bugün de halen yaşamaya devam eden birlikte yaşam kültürü şekillendirmiştir.

Nihai olarak insan uygarlığına yön veren sayısız yenilik, İzmir ve diğer Akdeniz kentlerinde filizlenmiş ve buradan dünyaya yayılmıştır.

İzmir’in asırlar boyu ortaya koyduğu bu gelişim modeli, bir şehrin salt ekonomik ve fiziksel büyümesinin çok ötesindedir. Bu model, bugünün dünyasının sorunları ile Türkiye’nin iktisadi meselelerinin çözümünde birçok önemli ipucu ve deneyim içermektedir.

15-21 Mart tarihleri arasında İzmir’de ev sahipliği yaptığımız İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, İzmir şehrinde asırlarca yaşanmış bu güçlü kültürün izlerini, geleceğin inşası için bir çıpa kabul etmektedir. Bu çıpanın özü, uyum içinde yaşama kültürüdür.

Bölüm 3: İktisadın Yeni Felsefesi

Kongremiz için hazırlıklara başladığımız Ağustos 2022 tarihinden itibaren geçen sekiz ayda, geleceğin iktisadının doğayla uyum, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi üzerinde yükselmek zorunda olduğunu açıkça idrak ettik.

Eşitsizlik yerine kapsayıcılık, insan merkezli yaşam yerine ekoloji ve otokrasi yerine demokrasi geleceğin demokratik hukuk devletlerinin temel meselesidir. Bu değerler, Birleşmiş Milletler’in on yedi sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde de yer almakta ve geleceğe yön vermektedir.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi boyunca gerçekleştirdiğimiz buluşmalarımızdan çıkan kararlar bize gösterdi ki ekoloji ve ekonomi arasında güçlü bağlar kurmak, insanlığın gezegenimizdeki geleceği açısından hayati öneme sahiptir.

Bunun için, yüz yıl önce birinci İktisat Kongresi’nde ekonominin can damarı olarak kongrede yer alan çiftçiler, işçiler, tüccar, sanayici ve esnafın arasında bugün bir paydaş daha yer alıyor: Doğa.

Yaşadığımız felaketler; deprem, sel, kuraklık ve iklim krizi, artık iktisat dahil yaşamın her alanında doğayla uyumlu bir yaşam tesis etmemiz gerektiğini en yalın haliyle gözler önüne sermiştir. Bu yaklaşım, klasik anlamdaki çevrecilikle sınırlı olmamalıdır. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, sınırları Türkiye’yi de aşan ve iktisada dünya genelinde ilham verecek en temel özelliğini buradan almaktadır: Ekoloji ve ekonomi arasında bir uyum tarif etme çabası.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin ortak akıl ve vicdan terazisi gösterdi ki çizgisel ve parçalı düşünen bir bilim kültüründe ısrar edersek içinde insanın da yer aldığı yeni bir uygarlığı bundan sonra inşa edemeyeceğiz.

İnsanı merkez, doğayı çevre olarak gören bakış; yani doğanın kaynaklarını sınırlı, insanın ihtiyaçlarını sınırsız olarak tanımlayan iktisadi yaklaşım ortadan kalkmaya mahkumdur. Bunun yerine, doğadaki kaynakların döngüsel, insan ihtiyaçlarının ise sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Doğadaki sonsuzluktan öğrenen bir başka iktisat felsefesi ve bilim kültürü geliştirmek insanlığın en temel önceliklerinden biridir.

Bu yeni iktisat felsefesi, insanlığın geçmişe dönmesi veya refahın azalması anlamına gelmemektedir. Tersine, eşitsizliğin azalması, verimlilik, insana yaraşır işler, inovasyon ve insan refahının artması için yepyeni bir ufuk açmaktadır.

Bencillik yerine dayanışmayı, bireysel zenginlik yerine bereketi ve ihtiyaç fazlası tüketim yerine yaşamın bizatihi kendisini koyan bu iktisat felsefesi, geleceğin iktisat tasarımının başlangıç noktası olmalıdır.

Bölüm 4: Geleceğin Türkiyesi’nin İktisat Stratejileri

Tüm kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi bu ülke insanlarının temel hakkıdır. Geleceğin Türkiyesi’nde Cumhuriyetimiz halkın öznesi olduğu yeni bir demokrasi anlayışıyla taçlanacaktır. Bu, iktisadi kalkınmanın ön koşuludur.

İktisadi gelişimin de temel dayanağı olan hukukun üstünlüğü ilkesi koşullar ne olursa olsun kati şekilde güvence altına alınacaktır. Demokrasinin evrensel ilkelerine, hukukun üstünlüğüne dayalı ve doğa haklarını kapsayan yeni bir sivil anayasa hazırlanacaktır.

İnsan hakları ile doğa haklarının ortak bir yaşam kültüründe buluştuğu ekonomik ve sosyal koşullar desteklenecektir.

İfade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri, kültürel ve manevi varlığın korunması, adalete erişim hakkı, bağımsız yargı, en temel sosyal ve siyasi haklar olarak sürdürülebilir bir iktisadi gelişme için zorunluluktur. Bu haklar geleceğin Türkiyesi’inde her bir vatandaş için koşulsuz olarak güvence altına alınacaktır.

Ülkenin beşeri ve fiziksel kaynaklarının makro yönetimi ve planlaması için Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacaktır. Bakanlıklar arası işbirliği ve veri paylaşımının hukuki temeli oluşturalacak ve bunun önü açılacaktır.

Türkiye’nin yerel yönetimleri geleceğin iktisadının ana aktörleridir. Türkiye ekonomisi yerelden kalkınmanın üzerinde yükselecektir.

Veri yönetimi ve dijitalleşme ülkenin temel önceliklerinden biri kabul edilecektir. Ülkedeki değişim bu somut göstergelere dayalı olarak izlenecek, bunun için kalıcı bir veri toplama, analiz, sentez, işleme ve paylaşım altyapısı kurulacaktır. Bu altyapı yalnızca kamu kurumlarını değil, ülkenin tüm paydaşlarını kapsayacaktır.

Her bir vatandaşın karar mekanizmalarına katılımı sağlanacak, bu mekanizmalar desteklenecek, kamunun makro planlamaları katılımcılık anlayışıyla hazırlanacaktır. Yaşamın her alanında kamu, sivil toplum ve özel sektör birlikteliğine dayalı politikalar oluşturulacaktır. Gençlerin ve çocukların da karar mekanizmalarına aktif katılımı teşvik edilecek, bunun için gerekli mekanizmalar kurulacaktır.

Yerel yönetimlerin bütçe ve yetkileri artırılacak, merkezle ilişkileri yeniden tanımlanacak, salt temsili demokrasi yerine, hayatın her alanını kapsayan yerel yönetimler demokrasisi Belediyeler eliyle güçlendirilecektir. Halkın yerelde kendi yaşamıyla ilgili kararlar alması sağlanacaktır.

Siyasal ve toplumsal yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak yasal düzenlemeler gerçekleştirilecektir. Kadınların siyasete ve istihdama katılımı, yönetim kademelerinde görev almaları için önündeki tüm engeller kaldırılacaktır. İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe konulacaktır.

Temsilde adaleti esas alan bir seçim sistemi oluşturulacaktır. Siyasi Partiler Kanunu katılımcı bir anlayışla yeniden düzenlenecektir. Siyasi Etik Yasası çıkarılacaktır.

Devletin ekonomideki düzenleyici ve denetleyici gücü etkinleştirilecektir. İktisadi gelişme hiçbir toplumsal kesimi dışarıda bırakmayacak, ekoloji ve ekonomi arasında ayrılığı ortadan kaldıracak şekilde yönetilecektir.

Halkı önceleyen iktisat politikaları, ülkenin yetişmiş beşeri sermayesine söz ve katılım hakkı tanınarak hazırlanacaktır. Her konuda liyakate dayalı, şeffaf ve hesap verebilir kadrolar için en uygun koşullar oluşturulacaktır. Ekonomi, analize ve senteze dayalı bütüncül bir planlama yaklaşımıyla, tüm ihtimalleri ve riskleri en baştan öngören bir anlayışla yönetilecektir.

Gelir ve servet eşitsizliğinin azaltılması için tedbirler alınacak ve hiçbir toplumsal kesimi geride bırakmayan bir iktisadi yaklaşım sağlanacaktır. Beşeri ve fiziki kaynakların daha etkin kullanılmasıyla küresel hasıladan alınan pay artırılacak ve bu suretle gelişen refahın toplumun tüm kesimleri arasında adil paylaşımı tesis edilecektir.

Belirli bir dönemde bir gerçek kişinin servetindeki artış ve harcama tutarlarının beyan edilen gelirle mukayesesini esas alan vergi denetim mekanizmaları oluşturulacaktır. Vatandaşlık ve vergi ödeme bilincini zedeleyen geniş kapsamlı ve sürekli yinelenen vergi afları düzenlemelerine gidilmeyecektir.

Toplam vergi gelirlerinin dağılımında; gelir üzerinden alınan vergilerin gider üzerinden alınan vergilere göre oransal olarak ağırlık taşıması sağlanacaktır.

Etkin vergi denetimi sağlanarak, gelir ve tasarruf artışının vergi beyanları ile uyumunu esas alan bir vergi denetim düzeni oluşturulacak, rantların ve kayıt dışının vergi alanı kapsamında alınması temin edilecektir.

Vergileme politikaları yeşil ekonomiyi teşvik etme esasıyla düzenlenecektir.

Vergilemede emek ve sermaye kazançlarının vergilenmesinde “ayırma nazariyesine” itibar edilmesi bir sosyal politika olarak benimsenecektir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi ile ilgili düzenleyici ve denetleyici kurumların araç bağımsızlığı sağlanacaktır. Para politikalarını yürüten kamu kurumları arasında mutlak eşgüdüm sağlanacaktır. (Bir işçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir)

Enflasyonla mücadelede bilimsel yaklaşımlar esas alınacaktır. Enflasyonla mücadele gibi kısa vadeli öncelikler yerine getirilirken dar ve orta gelirli yurttaşlar korunacaktır. Kamu kurumlarında israf engellenecektir.

Gelişme, insan ve doğa haklarını kapsamayan, yalnıza maddi kazanca endeksli göstergeler yerine “mutluluk endeksine” dayalı olarak değerlendirilecektir. Bu endeks, mutluluğu etkileyen, ancak maddi kazançla ölçülemeyen değerleri de içerecektir.

Teşvikler iktisadi gelişmeyi sağlayan işlere yönlendirilecek, kaynakların verimli bir şekilde kullanımı sağlanacaktır. İhracat ve teknolojiye yönelik yatırımlar, katma değeri büyüten teşvikler yaygınlaştırılacaktır. Verilen teşviklerin sonuçları bütüncül olarak değerlendirilecektir. İstikrarı bozan teşviklere son verilecek, yeni öncelik ve stratejiler belirlenecektir. Teşvikleri doğru kullanmayan firmalar destekleme kapsamı dışına alınacaktır.

Çalışmak isteyen tüm kesimler desteklenerek işgücüne katılım artırılacaktır. İstihdama erişim, işe alım süreçleri, görevde yükselme ve atamalarda bilgi ve deneyimin esas alındığı şeffaf bir sistem uygulanacaktır.

Sosyal güvenlik ve sağlık düzenlemeleri, aktüerya dengesi gözetilerek yurttaşların yaşam kalitesini geliştirecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır. Sosyal desteklere erişim hızlandırılacak, herkese kendi maddi ve manevi varlığına uygun işlere sahip olma imkanı tanınacaktır.

Sosyal hareketliliği ve fırsat eşitliğini teşvik eden eğitim politikaları aracılığıyla 21. Yüzyıla uygun yetkinlikler ve beceriler kazanan gençlerin istihdama ve iyi işlere erişiminin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

Eğitim sistemi; laik, demokratik ve eleştirel düşünmeyi esas alan bireysel yetenek ve becerileri destekleyici, ülkenin beşerî sermayesini ve entelektüel kapasitesini geliştirici bir yaklaşımla ele alınacaktır.

Mesleki eğitim, ülkenin ve çağın ihtiyaçlarına uygun bir içerik ve işleyişe kavuşacak biçimde planlanacaktır.

Yüksek öğretim sistemi, akademik özerkliği ve bilimsel özgürlüğü temel alan bir yaklaşımla yenilenecektir. Bir uzmanlık alanı olan öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak ve ekonomik koşullarını geliştirecek yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Eğitimde her türlü ayrımcılık ortadan kaldırılacak, toplumun her kesimi için eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak ve ülkenin yeteneklerinin ortaya çıkarılmasını sağlayan mekanizmalar hayata geçirilecektir.

Üniversiteler ile tüm sektörler ve sivil toplumun çalışmaları arasında iş birliği güçlendirilecektir.

İnsanca yaşamaya imkan veren ve yeni işler üreten iktisadi büyüme desteklenecektir. Geleceğin Türkiye’sinin en önemli özelliği, rant değil, insan ve doğa merkezli kalkınma olacaktır. Ülke içinde ve dışında verimli iş birlikleri kurulacaktır. Katma değeri yüksek üretim ve ihracatı esas alan politikalar uygulanacaktır.

Yurtta ve dünyada barış dış politikanın temel ilkesi kabul edilecektir. Dış politika, toprak bütünlüğüne saygı, işbirliğine dayalı ve evrensel ilkelerle uyumlu bir şekilde barışçıl bir eksene oturtulacaktır. Anlaşmazlıkların barışçıl yollara çözümü esas alınacaktır.

Türkiye’nin güvenli bir üretim üssü ve uluslararası ticarette bir odak noktası olması için gerekli politika ve stratejiler uygulanacaktır.

Pandemi sonrası dünyada gelişen ekonomik koşullar ucuz tedarik zincirleri yerine güvenli ve hatta yakın mesafeli tedarik zincirlerinin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Bu sebeple dünyanın en büyük ithalatçıları arasında yer alan Avrupa üretim sektörleri Türkiye ekonomisini kısa sürede canlandırmak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Türkiye, coğrafi yakınlığı nedeniyle Türkiye bu ülkeler için güvenli ve yakın mesafedeki ürün tedarikçisi olarak kendini konumlandıracaktır. Öte yandan, Türkiye’nin kendi güvenli tedarik zincirlerini oluşturması için her türlü beşeri ve fiziki yatırımlar hızlandırılacaktır. (Bir grup işçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir)

Etik ve adil ticaretin Türkiye ve dünya genelinde yaygınlaşması için etkin bir program uygulanacak, üreticinin ve tüketicinin birbirini şeffaf bir şekilde tanıyabildiği tedarik zincirleri desteklenecektir.

Ülkenin gelişmiş olan sektörlerinde inovasyona dayalı gelişme, yeni gelişmekte olan sektörlerinde ise lisans anlaşmalarına dayalı büyüme programları uygulanacaktır.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) sektörlere dinamizm getirecek şekilde yeniden yapılandırılacak, özel sektör, sivil toplum ve KİT’lerin ortaklığına dayalı girişimler desteklenecektir.

Ülkenin her karış toprağı için amacına uygun ve fiziki planlamaya dayalı kullanım stratejileri  hazırlanacaktır. Bu çerçevede deniz alanları, ekosistemin korunduğu bölgeler, meralar, tarım alanları, tarihi alanlar, endüstriyel alanlar, ticaret bölgeleri ve yerleşim alanları arasındaki çatışmalar tümüyle ortadan kaldırılacaktır. Kritik alanlar korunacaktır. Mekansal planlama ülkenin farklı ihtiyaçlarını gideren bu katmanlar arasında eşgüdüm üzerine kurulacaktır. Bu doğrultuda, havzalar ölçeğinde bölgesel gelişme planları hazırlanacak, bu bölgeler birbirlerini ve dünya tedarik zincirlerini verimli bir şekilde besleyebilecek şekilde tasarlanacaktır. Mavi büyüme stratejisi çerçevesinde deniz alanları diğer mekânsal planlarla uyumlu bir şekilde yönetilecektir.

Mekansal planlar ile diğer ulusal ve bölgesel planlar arasında tam uyum sağlanacaktır.

Önemli tarih ve doğa alanları koruma altına alınarak etkin bir şekilde yönetilecektir. Geleneksel mimarinin, tarih ve doğa mirasının korunması ile kuşaklar arası kültür aktarımı iktisadi kalkınmanın ana kolonlarından biri kabul edilecektir.

Sanat üretimi, tasarım ve diğer tüm yaratıcı endüstriler geleceğin Türkiyesi’nin temel sektörlerinden biri olarak kabul edilecektir. Tüm bu çalışmalar için ifade özgürlüğü mutlak güvence altına alınacaktır.

Türkiye’de yatırımların mekânsal dağılımı yeniden ele alınacaktır. Geleceğin Türkiyesi’nde bölgeler arası eşitsizliğin ortadan kaldırılması için bütüncül bölge planları doğrultusunda önlemler alınacak, bu amaca yönelik teşvik mekanizmaları uygulamaya konarak teşviklerin etki analizi yapılacaktır.

Geleceğin dünyası, kentlerin dünyasıdır. İnsan yaşamının yerküredeki devamlılığı için şehirlerde atılacak adımlar hayati önem taşımaktadır ve yeni bir iktisadî anlayışın hayata geçirileceği başlıca mekânlar kentlerdir. Afetlere dirençli, güvenli, döngüsel, doğayla uyumlu ve kriz yönetiminin başarıyla yürütüldüğü şehirler iktisadi gelişmenin temel yapı taşları olacaktır.

Kentler, yaşayanlarının da görüşleri alınarak inşa edilecek, bu ilke kentsel yenileme ve yeni kent projelerinde de uygulanacaktır. Bu doğrultuda, döngüsel kültür kentlerinin inşası için Türkiye içinde ve uluslararası ölçekte kararlı adımlar atılacaktır.

Kapsayıcı bir konut politikası olmadan iktisadi kalkınma sağlanamaz. Türkiye’de yaşayan herkesin nitelikli, dirençli konutlarda barınma hakkı vardır. İkinci Yüzyılın Türkiyesi’nde kentsel dönüşüm projelerinde soylulaştırma, mülksüzleştirme politikalarına son verilecek ve doğa ile uyumlu sosyal konut politikası geliştirilecektir.

Türk Bankacılık Sistemindeki bankaların, plasman desenlerinde reel sektörün finansal ihtiyaçlarına dönük kararlar alması özendirilecektir. Planlamayla belirlenmiş alanlara kaynak sağlayacak güçlü ve kamu sermayeli bir kalkınma bankası kurulmalıdır.

Başta İstanbul ve çevresi olmak üzere yoğun üretim bölgeleri doğal afet yaşama ihtimalleri çerçevesinde değerlendirmeye alınacak ve riski yüksek bölgelerdeki ekonomik aktivitelerin güvenli bölgelere kaydırılması için tedbirler alınacaktır.

6 Şubat 2023’te büyük hasar gören on bir ilin tarihi ve kültürel dokusunu da koruyarak bütüncül planlanması ve yeniden inşası ülkenin en stratejik bölgesel projelerinden biri kabul edilecektir.

Avrupa Birliği tam üyeliği müzakere sürecine kararlılıkla devam edilecektir. (Bir işçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir)

İklim krizi insanlığın geleceği için çok büyük bir tehdittir. Karbondioksit salımını azaltmak ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu bir biçimde karbon nötr kalkınmanın başarılması için gereken tüm yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Tarım yeni yüzyılın stratejik sektörlerinden biridir. Tarımda kendine yeterlilik ve gıda güvenliği kamunun güvencesi altına alınacaktır. Küçük aile işletmeleri ve kooperatiflerin gelişmesi desteklenecek, tarıma dayalı sanayide etkin bir paydaş olmaları sağlanacaktır.

Geleceğin Türkiyesi’nin birinci önceliği dünyanın değişen koşullarında iktisadi dayanıklılığı sağlamaktır. Bunun temel yolu demokrasinin evrensel kurallarına sahip çıkmaktır. Türkiye, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi bugün de bu büyük dönüşümü inşa etmeye muktedirdir.

Yerküredeki yaşamın yenilenmesi için dünya insanlığının önünde sayısız fırsat vardır. Gelecek, kaçırılan değil, kullanılan fırsatlarla şekillenebilir. Yeniliğe hazır olmak ve dayanışma, bu yenilenme sürecinin iki ana taşıyıcısı olacaktır.

Bizler, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde buluşan delegeler, insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebilmek için Türkiye’yi ve dünya insanlığını yeniliğe ve dayanışmaya davet ediyoruz.

İŞÇİ BULUŞMASI DEKLARASYONU

İLKELER

1.    Geleceğin Türkiyesi, yalnızca üretim değil, aynı zamanda paylaşım iktisadı ve refahın adil paylaşımı üzerinde yükselecektir. Türkiye ekonomisinin büyümesi ancak işçilerin ve tüm emekçilerin refahının büyümesine paralel olduğu sürece değerlidir.

2.    Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, çalışma hakkına sahiptir. Yaşam standartlarının yükseltilmesi, istihdam gereklerinin karşılanması, işsizlik, gizli işsizlik ve eksik istihdamın ortadan kaldırılması kamunun temel görevidir. İstihdam olanaklarına eşit erişim sağlanması bir hak olarak tanımlanmalıdır. Farklı yasalarla çalışma hakkı elde ederek Türkiye’de yaşayan herkes bu olanaktan yararlanır.

3.    Tüm çalışanlar, maddi ve manevi varlığını geliştirme, insan onuruna yaraşır bir yaşam sürme, yetenek ve tecrübelerine uygun bir görevde çalışma, çalışma saatleri içinde ve dışında kendi kabiliyetlerini geliştirme, kültürel, sportif ve bilimsel faaliyetlere katılma hak ve özgürlüğüne sahiptir. Bu haklar, hiçbir ekonomik gerekçe ile tartışmaya açılamaz.

4.    Demokratik, laik, sosyal hukuk devletine dayalı yeni bir anayasada emeğin hakları güvence altına alınacaktır.

5.    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, sözleşmenin ayrımcılığı genel olarak yasaklayan ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından imzalanan ve onaylanan Birleşmiş Milletler’in benzeri belgeleri ile insan haklarına ilişkin diğer sözleşmelerinde belirtilen haklar ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) temel sözleşmeleri ve yetkili organ kararları ile Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi’nde yer alan temel haklardan vazgeçilemez. Çalışma yaşamı ile ilgili tüm düzenlemeler için bu haklar esas alınır.

6.    Ayrımsız tüm çalışanların ve bütün emeklilerin sendika kurma, kendi seçecekleri sendikalara özgürce katılma, ayrılma ve sendikal faaliyet haklarından vazgeçilemez. Bu haklar her koşulda koruma altındadır.

7.    Ayrımsız tüm ücretli çalışanlar, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkına sahiptir. Toplu iş sözleşmelerinde ve yaşamın diğer alanlarında kendi seçtikleri sendikalar tarafından temsil edilecektir. Toplu sözleşme yetkisinin belirlenmesinde referandum ilkesi benimsenecektir.

8.    Çalışanların haklarının savunulması Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların demokratik hak ve özgürlüklerinden ayrı tutulamaz.

9.    İş yaşamında ırk, etnik köken, dil, din, mezhep, siyasi görüş, yaş, engellilik, toplumsal cinsiyet, cinsiyet kimliği, cinsiyet karakteristiği, cinsiyet ifadesi ve cinsel yönelim temelli tüm ayrımcılıkları ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılacaktır.

10.    Güvenceli çalışmak temel bir insan hakkıdır. Bu çerçevede her türlü güvencesiz çalışma biçimi bütünüyle ortadan kaldırılacak ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “insana yaraşır iş” ilkesi çerçevesinde düzenlenecektir.

11.    18 yaş altındaki hiçbir birey çalıştırılamaz. Çocuk işçiliğine kati biçimde son verilecektir. İstisnalar ILO standartları kapsamında değerlendirilecektir.

12.    Kapitalizmin yol açtığı ekolojik yıkımlar tüm canlıların yaşam koşullarını kötüleştirmektedir. Sağlıklı çevresel koşullarda yaşamak her canlının temel hakkıdır.

13.    Can güvenliği ve işçi sağlığı üretimden önce gelir.  Hiçbir sektörde üretimi büyütmek gayesiyle işçilerin iş güvenliği, sağlığı ve yaşamı tehlikeye atılamaz. İşçi sağlığı ve iş güvenliğini piyasaya açan düzenlemeler terk edilecek, bu süreç akademinin, sendikaların, meslek örgütlerinin ve işçilerin öz denetimine açık bir şekilde düzenlenecektir. Meslek hastalıkları uzmanı hekimlerle donatılmış meslek hastalıkları hastanelerinin sayıları artırılacaktır.

14.    İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadelesi insanlığın ortak değeri ve birikimidir. Geleceğin Türkiyesi, işçilerin uluslararası birlik ve dayanışma mücadelesinden güç alacaktır.

15.    İklim Krizine karşı mücadelede karbon salınımına neden olan sektörlerde çalışanların yeşil işlere geçiş süreçlerini yönetebilecek yasal düzenleme ve kurullar oluşturulacaktır.

16.    Dijitalleşme süreci ile birlikte gelişen çevrimiçi çalışma nedeniyle ve yapay zekanın, iş gücü piyasasına entegre edilmesi sonucunda iş, işyeri ve sosyal güvenlik yeniden tanımlanacaktır. İş yaşamında dijitalleşmenin kayıt dışı istihdama yol açması engellenecektir.

KARARLAR

İŞ GÜVENCESİ VE SENDİKAL ÖRGÜTLENME

1.    İnsan haklarına yönelik uluslararası sözleşmelerin temelinde sendikal mevzuat demokratikleştirilecek, ILO standartlarına uygun sendikalaşmayı ve demokratik bir toplu pazarlık ve grev hakkını güvence altına alacak yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ile 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu yerine demokratik haklara, sendikal hak ve özgürlüklere uygun yeni yasal düzenlemeler yapılacaktır. Demokratik bir toplu pazarlık ve grev hakkını güvence altına alacak her türlü yasal düzenleme yapılacaktır.

2.    Grev erteleme adı altında grev yasaklarına son verilecektir. Hak grevi, genel grev, dayanışma grevi, iş yavaşlatma dahil olmak üzere barışçıl eylem biçimleri yasal statüye kavuşturulacaktır.

3.    Sendikalaşma ve toplu sözleşme süreçlerinde işçilerin hak kaybına yol açan tüm itirazlara yönelik engellemelere son verilecektir. Etkin ve demokratik bir yetki tespit süreci ile birlikte referandum ilkesi güvence altına alınacaktır.

4.    Yüksek Hakem Kurulu yapısı terk edilecektir. Bunun yerine, işçi ve işveren uyuşmazlığı halinde başvurulacak ve kararları yargıya taşınabilecek bağımsız ve demokratik bir kurul oluşturulacaktır.

5.    Etkin bir iş güvencesi sistemi kurulacak ve işe iade işçinin iradesine bırakılacaktır. İşçi haklarını pazarlığa açık hale getiren zorunlu arabuluculuk sistemi kaldırılacak, ihtiyari hale getirilecektir.

(İki Sanayici, Tüccar, Esnaf grubu temsilcisinin şerhiyle kabul edilmiştir)

6.    Türkiye’de işçilerin hak arama mücadelesinde en önemli engel, yargıya başvurmanın çok pahalı olması ve yargılamanın yasada öngörülen sürelerin çok üzerinde sürmesidir. İşçi alacaklarında açılmış olan davanın sona erdiği tarihteki emsal ücret üzerine en yüksek mevduat faizi ve ayrıca inkar tazminatı eklenerek işçinin alacağı belirlenecektir. Mahkeme harçları düşürülecek, adli yardım mekanizması tüm işçiler için koşulsuz işletilecek ve mahkemelerdeki yargı süreci hızlandırılacaktır.

7.    Sendikal örgütlenmeyi engellemeye dönük anti-demokratik, keyfi uygulamalara ve her türlü müdahalelere ilişkin hukuki yaptırımlar artırılacak ve gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir.

8.    Kamu işletmelerinin özelleştirilmesi durdurulacak, sosyal devlet olmanın gereklilikleri yerine getirilecek, özelleştirilen kamu işletmelerinin yeniden kamulaştırılmasının koşulları yaratılacaktır.

(İki Sanayici, Tüccar, Esnaf grubu temsilcisinin şerhiyle kabul edilmiştir)

9.    Kamu, özel sektör ve iş kolu ayrımı olmaksızın taşeronluk sistemi kaldırılacaktır. Hizmet alımına dayalı personel çalıştırma kapsamında kamudaki tüm taşeron işçilik sona erdirilmelidir. Bu düzenleme 94 sayılı ILO sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmesini de kapsamaktadır.

(İki Sanayici, Tüccar, Esnaf grubu temsilcisinin şerhiyle kabul edilmiştir)

10.    Uluslararası Çalışma Örgütü normları ve ilkeleri doğrultusunda kayıt dışı istihdam ortadan kaldırılacaktır.

11.    İş Yasası’nın 25/II. maddesi gibi keyfi işten çıkarmalarla sonuçlanan düzenlemeler ve uygulamalara son verilecek, işten çıkarmaya ilişkin mevzuat hükümleri işçinin yaşam hakkı ve sosyal güvenceleri gözetilecek şekilde düzenlenecektir.

(İki Sanayici, Tüccar, Esnaf grubu temsilcisinin şerhiyle kabul edilmiştir)

12.    Kamu kurumlarında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) maddeleriyle işten atmalara son verilecek ve KHK gibi keyfi, adil yargı kararlarına dayanmayan ve Anayasa’ya aykırı yöntemlerle çalışma ilişkilerinin düzenlemesinden vazgeçilecektir. Bu düzenlemeler nedeniyle mağduriyet yaşayanların kaybedilmiş tüm hakları iade edilecektir.

13.    Özellikle pandemi dönemlerinde yaygınlaşan yeni çalışma alanları ile evden ve uzaktan çalışma gibi çalışma biçimleri, iş güvencesini zedelemeyecek, ücretleri düşürmeyecek ve iş-yaşam dengesini koruyacak yasal düzenlemeler işçi lehine güçlendirilecektir.

(Üç Sanayici, Tüccar, Esnaf grubu temsilcisinin şerhiyle kabul edilmiştir)

ÇALIŞMA YAŞAMI

1.    Eşit değerde işe eşit ücret ilkesini düzenleyen Anayasa’nın ilgili maddeleri (10. ve 55. madde) ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesi etkin bir şekilde uygulanacak, özellikle kadınlar, LGBTİ+’lar ve gençler için eşit değerde işe eşit ücret güvencesi sağlanacaktır.

2.    Ücretler çalışanların emeklilik sürecini de kapsayacak şekilde en az yoksulluk sınırının üzerinde bir gelir düzeyinde yaşam sürdürmelerini sağlayacak seviyede olacaktır.

3.    Çalışanların ve emeklilerin üretilen toplumsal refahtan payını adil olarak alması sağlanacaktır.

4.    Asgari ücret en büyük toplu iş sözleşmesi olarak kabul edilecek, bu doğrultuda, tespit komisyonu demokratik bir yapıya kavuşturulacak ve asgari ücretin belirlenmesinde dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli tüketim kalıbı esas alınacaktır.

5.    Gelir vergisi mevzuatı düşük ücretli çalışanları koruyacak şekilde yeniden düzenlenecektir. Vergi istisnaları sonrası uygulanacak birinci vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi, düşük ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesi ve sonraki vergi dilimlerinin yeniden değerleme oranları ile belirlenmesi sağlanacaktır. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlayacak adil bir düzenlemenin yapılabilmesi için gereken kaynağın oluşturulmasında servetten alınacak vergi göz ardı edilmeyecektir.

6.    Genel olarak haftalık çalışma süresi ücret kaybı olmadan 35 saati aşmayacaktır. Ancak ağır ve tehlikeli ia ise bu süre, haftada 25 saat olarak sınırlandırılacaktır. Haftada en az 2 gün ücretli izin hakkı verilecektir.

(İşçi ve Çiftçilerin oy birliği, Sanayi, Tüccar ve Esnaf grubunun şerhiyle kabul edilmiştir.)

7.    Çalışanların iş yasasıyla güvence altına alınmış haklarının tam ve eksiksiz kullanımı sağlanacak, esnek çalışma biçimleri kaldırılacaktır.

8.    Yasal çalışma sürelerinin ihlal edilmemesi için gerekli denetimler eksiksiz bir şekilde hayata geçirilecek, çalışanların rızası olmaksızın genel tatillerde, hafta tatillerinde ve fazla çalışmaya mecbur bırakılmaları ve fazla çalışmanın ücretlendirilmemesi engellenecektir.

9.    İşçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını hak etmesi önündeki yasal engeller kaldırılacak, her iki uygulamanın kapsamı genişletilecektir. Çalışanların çalışma süreci boyunca kazandıkları haklar güvence altına alınacaktır. Çalışma süresine bakılmaksızın ve işçilerin istifası halinde de kıdem tazminatı ödenmesi sağlanacaktır. Kıdem tazminatı tavanı kaldırılacaktır.

(İşçi ve Çiftçilerin oy birliği, Sanayi, Tüccar ve Esnaf grubunun şerhiyle kabul edilmiştir.)

10.    Çalışma yaşamında şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizle mücadeleyi esas alan ILO 190 sayılı sözleşmesi onaylanacaktır. Mobbing ile ilgili yeni ve kapsamlı bir yasal düzenleme getirilecektir.

11.    İşyerlerinde kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı tavizsiz bir mücadele için gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir.

12.    İdari ve mali yönden özerk “İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu” kurulacaktır. Kurul Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, ilgili Meslek Örgütleri, Barolar Birliği, Üniversiteler, İşçi/Kamu/İşveren Sendikaları ve ilgili demokratik kitle örgütleri temsilcilerinden oluşur. İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları, iş güvenliği teknik personel, bu kurunu bünyesinde istihdam edilecektir. İşverenlerin gerekli denetimleri kurum bünyesindeki uzman ve teknik personel tarafından yürütülecektir. İlgili denetimler iş teftiş müfettişlerince yapılacak şekilde yeterli personelin istihdamı sağlanacaktır. İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili belgelendirme, eğitim, araştırma, bilimsel faaliyet, iş kazası ve meslek hastalıklarına yönelik istatistikler ve raporların yayınlanması vb. faaliyetlerin yürütülmesi için bir enstitü kurulacaktır.

13.    İşçilerin hakları konusunda eğitilmesine yönelik programlar artırılacaktır. Bu programlar işçi ve işveren işbirliğiyle hayata geçirilecektir.

14.    Hem özel sektör hem de kamuda çalışanların, toplumsal cinsiyeti gözetecek şekilde eşit bir biçimde istihdamı sağlanmalıdır. Ceza ve teşvik mekanizmaları ile bu süreç kamunun takibinde olmalıdır.

15.    Ülkede yaşanan deprem, salgın hastalık, afet gibi bazı olağanüstü koşullar nedeniyle çalışmak zorunda bırakılan çalışanlara, işçi veya memur ayrımı yapılmaksızın, çalışma süreleri 5510 sayılı kanunun 40. maddesine eklenecek bir ek madde ile fiili hizmet süresi zammından yararlandırılır. Bu süre her yıl için 6 aydan az olamaz.

İSTİHDAM VE SOSYAL POLİTİKA

1.    Bakım emeği yükü nedeniyle iş gücü piyasasına dahil olamayan kadınların ev içi emeğinin istihdam biçimi olarak kabulüyle, ev dışındaki istihdam olanaklarını da artıracak pozitif ayrımcılık uygulamaları hayata geçirilecektir.

2.    İstihdam hakkına eşit erişimi destekleyici bir yaklaşım esas alınarak aile destekleri ve bakım sigortaları yaşama geçirilecektir. Bu sigorta kolları kapsamında gerekli finansmanın temininde devlet katkısı, sosyal sigorta sistemi içerisinde yapılandırılacaktır. Bakıma ve/ veya özel bakıma gereksinim duyan çocuk sayısı baz alınarak, işverenlerin kreş ve çocuk bakım hizmetlerini tahsis etmesi, yasal bir sorumluluk olarak tanımlanacaktır.

3.    Başta engelliler olmak üzere dezavantajlı grupların istihdam olanaklarını artıracak pozitif ayrımcılık uygulamaları hayata geçirilecektir.

4.    İşsizlik sigortası ödeneğine hak kazanmanın önündeki yasal engeller ve zorluklar kaldırılacaktır. İşsizlik ödeneği ödemeleri ve süresi, şartsız biçimde işçilerin lehine düzenlenecektir.

5.    İşsizlik sigortası fonunun sadece çalışanlar için kullanılması yasal güvence altına alınacaktır

6.    Uzun süreli işsizler, işgücü piyasasına geri dönmek isteyen kadınlar ve ilk işini arayan gençler için garantili iş programları hayata geçirilecektir.

7.    Uzun süreli işsizler ve dezavantajlı grupların mesleki yeterlilikleri artıracak eğitim programları aracılığıyla istihdama katılımı sağlanacaktır.

8.    Merkezi sosyal sigorta sistemi, aile sigortası veya asgari gelir desteği sigortası gibi uygulamalar aracılığıyla uzun süreli işsizler ve eksik istihdam edilenleri kapsayacak şekilde genişletilecektir. Belirli bir miktarın altında gelire sahip yurttaşlara ILO ilkeleri doğrultusunda asgari gelir desteği sağlanacaktır. SGK yönetimi ve sistemi demoktarikleştirilerek yeniden düzenlenecektir.

9.    Türkiye’de geçici koruma altında olan göçmen işçilerin kayıt dışı çalışmalarının önüne geçilecek, çalışma ve yaşam haklarını güvence altına alacak yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir.

10.    Staj ve çıraklık süreleri yaşlılık aylığı hesaplamalarına dahil edilecektir. Staj ve çıraklık süreleri gençlerin yaygın biçimde sömürüldüğü ve ezildiği bir uygulama olmaktan çıkarılmalı, eğitim amaçlı olarak öncelikli olarak donanımlı okullarda sürdürülmelidir. Staj ve çıraklık, eğitimin tamamlayıcı bir parçasıdır. Lise ve üniversite staj uygulaması ilgili bakanlıklar, üniversiteler, sendikalar ve ilgili meslek odalarının oluşturacağı özerk yapıya sahip bir kurum tarafından düzenlenmeli ve etkin bir biçimde denetlenmelidir.

11.    Emekli aylık ve gelirleri iyileştirilecek, emeklilik hesabında çalışma süresindeki tüm gelirlerin hesaba katılması ve emeklilerin milli gelir artışından pay alması sağlanacaktır. Emeklilik sistemindeki çarpıklıkları gidermek için intibak düzenlemesi yapılacaktır.

12.    Çalışanların eğitim, sağlık, beslenme ve barınma gibi temel hakları korunacaktır.

13.    Gençlerin istihdam olanaklarına erişiminin önündeki tüm yapısal engeller kaldırılacaktır. Genç işsizliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik kamu ve özel sektör istihdamının önünü açacak yatırımlar yapılacaktır. Genç işsizliğini caydırıcı hale getirebilmek amacıyla iş bulunana kadar kamu tarafından bir ödeneğin sağlanması gerekmektedir. Genç istihdamını artırmak amacıyla bu kesimlerden alınacak gelir vergisi ve sosyal güvenlik primleri düşürülecektir.

14.    Devlet, yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun barınma ihtiyaçlarını karşılayıcı tedbirleri alacaktır. Barınma hakkının kullanılmasında, ayrımcılığın ortadan kaldırılması anayasal güvence altına alınacaktır.

15.    Büyükşehir ve il belediyelerinde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılacak, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanacaktır. Bu hizmetlerde cinsel kimlik ayrımcılığı yapılmayacaktır.

İŞ KOLLARINA İLİŞKİN ÖZEL DÜZENLEMELER

1.    Tarım ve turizm işçileri başta olmak üzere tüm mevsimlik çalışan işçiler için kapsamlı bir merkezi sosyal sigorta sistemi hayata geçirilecektir. Bu işçilerin okul yaşındaki çocuklarının eğitim ve sosyal haklarından mahrum kalmaması sağlanacaktır.

2.    Ev işçisi kadınların güvenceli, güvenli ve kayıtlı istihdamı için gerekli düzenlemeler hayata geçirilecektir.

3.    Başta madencilik olmak üzere tehlikeli iş kollarındaki çalışma koşulları ve ücretler iyileştirilecek, bu iş kollarına yönelik işçi sağlığı, iş güvenliği ve emekliliğe yönelik mevzuata, daha ayrıntılı ve emeği koruyacak biçimde düzenleme getirilecektir. İnşaat işkolunda tünel inşaatında çalışan işçilerin, yer altı kapsamında değerlendirilmesi ve bu statüde çalışan maden işçilerinin haklarından yararlanması sağlanacaktır. Gemi yapım ve gemi söküm sektöründe çalışan işçilerin ve denizcilerin, ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınması sağlanacaktır.

4.    Kamuda ve özel sektörde, parçalı istihdam biçimlerine son verilecektir. Kamunun tüm sektörlerinde çalışan emekçiler için güvenceli istihdam sağlanacak ve sağlık, eğitim alanlarında tüm güvencesiz istihdam biçimleri kaldırılacaktır. Emekçilerin, sadece hizmet üretilmesinde değil; aynı zamanda yönetim, denetim ve icra süreçlerinde de yer almaları sağlanacak ve karar süreçlerine etkin katılımlar için mekanizmalar oluşturulacaktır.

5.    Tüm sektörlerde, kamu kuruluşlarının satılması, tasfiyesi ve ayrıca kamu mülkiyetinde olan kurumların ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi uygulamalarından tamamen vazgeçilecektir. 

(Çiftçilerden bir, Sanayi, Tüccar ve Esnaf grubundan 13 aleyhte oyla, oy çokluğuyla kabul edilmiştir.)

6.    Tarım İş Kanunu, Hava İş Kanunu ve Turizm İş Kanunu hazırlanarak yürürlüğe girecektir.

7.    Güzel sanatlar, onuncu iş kolundan ayrılıp müstakil bir iş kolu olarak düzenlenecektir. Bu iş koluyla iletişim ve medya alanında yaygın olarak görülen sendikasızlaşma ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı önlem alınacaktır.

8.    İtfaiyecilik mesleği, yaptıkları işlerin niteliği gereği ağır ve tehlikeli işler arasında sayılarak ayrı bir meslek grubu olarak tanımlanacaktır.

(Bir İşçi delegesi zabıta emekçilerinin de eklemesini isteyerek şerh koymuştur)

9.    Tüm kültür ve sanat emekçilerinin hukuki statüsü tanınacak; emekçilerin ifade ve yaratma özgürlüğü güvence altına alınacaktır. Dijitalleşme ile beraber fikrî mülkiyet ve telif hakları mevzuatı da, çalışanlar lehine gözden geçirilerek yalın, uygulanabilir ve beklentileri karşılayan yeni bir hale getirilecektir. Bu süreçte, ilgili telif ve emek örgütleri ile işbirliği yapılacaktır.

ÇİFTÇİ BULUŞMASI DEKLARASYONU

İLKELER

1.    Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikaları yerel özelliklere ve gıda güvenliğine dayalıdır. İthalata dayalı bir tarım politikası kabul edilemez. Özelleştirmeye dayalı, dışa bağımlı, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları terk edilerek yerli üretimi ve üreticiyi koruyan kamucu tarım politikalarına geçilecektir.

2.    Herkes doğduğu ve yaşadığı yerde beslenme hakkına sahiptir. Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikası, kırsalda doğan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına onurlu, nitelikli ve evrensel değerlere erişebildiği bir yaşam hakkı tanır.

(İki Çiftçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

3.    Gıdaya erişim hakkı ve sağlıklı beslenme her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının temel hakkıdır. Türkiye tarımının birincil gayesi, bu topraklarda yaşayan herkese yeterli, çeşitli, nitelikli, güvenilir, adil, yerel ve ekonomik gıda sunmaktır.

4.    Tarımın kilit taşı küçük üreticilerdir. Küçük üreticilerin kooperatif ve birlikleri, ekolojik tüketim kooperatifleri, topluluk destekli tarım grupları ve ekolojik köy pazarlarını desteklemek geleceğin tarım politikasının asli unsurlarından biridir.

5.    Tarımsal üretimde kamunun asli görevi üreticinin haklarını koruyacak düzenlemeler yapmaktır. Tarım ekonomisinde büyüme için desteklemelere ek olarak ürünün doğru fiyattan satış garantisini sağlayan mekanizmalar kurulacaktır. Üretici, üretim sürecine pazar garantisi olduğunu bilerek başlayacaktır. Bu mekanizmanın başlangıç noktası, makro ve mikro havzalar ölçeğinde stratejik tarımsal üretim planlamasıdır.

6.    Yerel tohumlar ve hayvan ırkları gelecek kuşaklara taşınması gereken bir doğa ve kültür mirasıdır. Türkiye’deki tarımsal genetik çeşitliliğin tamamı devlet korumasına tabi olmalıdır.

7.    Suyun israfı ve kuraklık Türkiye’nin temel sorunlarından biridir. Suyun sınırsız bir kaynak olduğundan yola çıkılarak desteklenen, üreticinin yoksullaşmasını, dışa bağımlılığı ve kuraklığı daha da büyüten aşırı sulamaya endeksli tarımsal kalkınma politikasına son verilecektir.

(Ziraat Mühendisleri Odası – ZMO şerhiyle kabul edilmiştir)

8.    Ürüne göre sulama yapılmayacak, suya göre ürün belirlenecektir. Sulama yatırımları doğru yerde, doğru ürünü teşvik edecek, bölgesel özellikler gözetilerek israfa neden olmayacak şekilde modern sulama sistemleri ile planlanacak ve bu sistem güçlü bir şekilde denetlenecektir.

9.    Tarımsal üretim açısından mera ve ormanlar, ekili ve dikili tarım alanlarıyla bir bütündür. Arazi kullanım planları bu alanların tümünü koruyacak şekilde hazırlanacaktır. Tarım, orman ve mera alanlarının doğal karakteri değiştirilemez ve amacı dışında kullanılamaz. Orman ve mera alanları olduğu gibi korunacak ve gıda üretiminin önemli bir mecrası kabul edilecektir.

10.    Türkiye tarımının özünde çeşitlilik vardır. Anadolu ve Trakya birbirinden çok farklı iklim bölgelerine sahiptir. Akdeniz ve Ege’de buğdayın hasat edildiği günlerde, Kuzeydoğu Anadolu’da buğday yeni ekilmektedir. Bu çeşitliliği korumak, canlandırmak ve geliştirmek geleceğin Türkiye’sinin tarım politikasının temel ilkelerinden biridir.

11.    Tarımda sadece verim artışı yerine, üretici için gelir artışına endeksli bir iktisadi model izlenecektir. Verimi kısa vadede artıran, ancak orta vadede girdi maliyetini büyüterek dışa bağımlılığı artıran ve üreticiyi yoksullaştıran ürünler desteklenemez.

12.    Katma değeri artırmak, tarımsal üretime yapılacak birincil iktisadi müdahaledir. Geleceğin Türkiye’sinin tarımsal ihracatı kaliteli, ülkeye özgü ve rekabet gücü yüksek ürünlere odaklanacaktır. Doğaya bağlı tarım sektöründe kamu yararına düzenlemeler artacak, stratejik ürünlerde tarımsal kamu iktisadi teşebbüsleri yeniden kurulacaktır.

13.    Türkiye kırsalında yaşayanların, özellikle de kadın üreticilerin kadim tarım kültürü, Türkiye tarımını geliştirmek için su gibi, toprak ve tohum gibi temel bir kaynaktır. Geleceğin Türkiye’sinde bu bilgiler koruma altına alınarak günümüz koşullarında kullanılmak üzere akademik zemine taşınacaktır.

14.    Tarım ekonomisini geliştirmenin temel güvencesi tarımdaki değişim kabiliyetidir. İklim krizi başta olmak üzere dünyadaki ve ülkemizdeki büyük değişimler doğrultusunda, geleceğin Türkiye’sinin tarımı yeniliklere ve inovasyona açık bir ruha sahip olacaktır.

(TMMOB adına ZMO şerhi: Maddenin bütününe değil, sadece iklim değişikliği yerine iklim krizi kavramı kullanılmış olmasına yöneliktir. ZMO belgede iklim krizi geçen tüm maddelerde bu terimin kullanımına şerh koymuştur.)

15.    Tarımda güvencesiz ve yasadışı çalışmaya dair sorunlar çözülecek, mevsimlik tarım işçileri insanca çalışma ve yaşama ortamına kavuşturulacaktır.  

16.    Tahrip olmuş tarım, orman ve mera alanları ile deniz çayırlarının envanteri yapılarak bütüncül planlama çalışmaları yürütülerek restore edilmesi sağlanacaktır.

17.    Sucul ekosistem ürün ve hizmetlerinin izlenmesi veriye dayalı politikaların oluşturulması ve uygulanması sağlanacaktır. Sürdürülebilir su ürünleri politikaları, sucul koruma alanlarının ve sucul rezerv alanları ortak balıkçılık yönetimi çerçevesinde oluşturulacak ve uygulanacaktır.

18.    Hayvanların refahı, hayvan hakları ve sağlığına uygun şekilde yetiştirilmesi sağlanacaktır.

KARARLAR

TARIMSAL GEN KAYNAKLARININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ

1.    81 il ve tüm ilçelerinde yerel tohum ve hayvan ırkları tescil komisyonu kurulacaktır. Tespit edilen tür, çeşit ve ırklar (süs ve peyzaj bitkileri de dahil olmak üzere) tespitlerinden itibaren bir yıl içinde yerinde koruma altına alınacaktır.

2.    Yerel tür, çeşit ve ırkların korunması için ülke düzeyi ve tüm farklı coğrafi bölgelerde “Tarımsal Gen Kaynaklarını Araştırma ve Geliştirme Merkezleri” kurulacaktır. Merkezler, her bir tür ve ırkın tescili, envanterinin hazırlanması, tanıtımı ve yaygınlaştırılması için çalışacaktır. Tanıtım çalışmaları ülke ve dünya ölçeğinde yapılacaktır.

3.    Tespit edilen tüm tür, çeşit ve ırkları yaşatmak üzere belgelendirme ve sertifikasyon çalışmaları yapılacak, tarımsal gen kaynaklarının korunması için kaynağın bulunduğu mahallelerden ve hedef kitlesi olarak çocuklardan başlamak üzere farkındalık ve eğitim programları yapılacaktır.

4.    Kuraklık ve susuzluğa dair kalıcı tedbirler alınarak, kuraklık ve susuzluğa dayalı tür, çeşit ve ırklar özel koruma altına alınarak her biri için koruma ve geliştirme stratejileri uygulanacaktır.

5.    Yerel gen kaynaklarının üretimini sürdüren üreticilere nakdi ve ayni destek programları bir yıl içinde sunulacaktır. Satış ve alım garantisi verilecektir. Havza ve üretim bazında destekleme planlaması yapılırken çoklu ve dengeli modeller tasarlanacak monokültür üretim yöntemlerinde doğan sorunlar engellenecektir. Etkin bir denetim gerçekleştirilecektir.

6.    Yerel gen kaynaklarına dayalı ürünlerin dünya ölçeğinde tanıtımı, pazarının büyütülmesi, agro-turizm yoluyla tanıtımı için yerel, ulusal ve uluslararası meslek kuruluşları ve sivil toplum ile ortaklıklar kurulacaktır.

ÜRÜN PLANLAMASI ve SULAMA

5 Çiftçi delegesi farklı maddelere şerh koymuştur. Şerhlerin detayları aşağıda verilmiştir.

1.    Tarımsal ürün planlanmasını aşağıdan yukarıya katılımcı planlama süreçleriyle bütüncül olarak ele alan bir tarımsal planlama kuruluşu (Stratejik Planlama Teşkilatı’nın bir birimi olarak) kurulacaktır. Ürün planlaması kamu kurumları ve üretici örgütlerinin ortaklığıyla gerçekleştirilecektir.

(ZMO ve Meyve Üreticileri Merkez Birliği şerhi)

2.    Deniz, içsu ve karasal alanları kapsayan havza ve alt havza ölçekli ürün planları hazırlanarak, derhal başlayacak on yıllık geçiş döneminin ardından bu planlara uygun üretim yapılması sağlanacaktır.

3.    Ürün planlamasında suyun asgari kullanımına dayalı üretim esastır. Stratejik ürünlerin seçimi (i) üreticinin gelir artışı, (ii) tüketicinin sağlıklı gıdaya erişimi ve (iii) ekolojik maliyet olmak üzere üç bileşenli bir endeks kullanılarak yapılacaktır.

4.    Her havza için stratejik ürünler ve özel ürünler ayrı ayrı belirlenecektir. Temel gıda ihtiyacını karşılayan stratejik ürünler için alım garantisi, ihracat potansiyeli yüksek olan özel ürünler için en geç iki yıl içinde satış garantisi sistemi kurulacaktır.

5.    Türkiye hayvancılığının önündeki temel engellerden biri yüksek yem fiyatlarıdır. Yerel, yüksek kaliteli, ekolojik ve GDO’suz rasyonların üretimi için kapsamlı bir seferberlik başlatılacaktır.

(İki Çiftçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

6.    Kamuya ait ve mera karakterindeki hazine arazileri önemli gıda üretim alanlarıdır. Bu bölgeler, doğal karakterleri olduğu gibi koruma şartıyla, bir yıl içinde havza ölçeğinde tarımsal üretim planlaması kapsamına alınacak ve bu planlar üretici örgütleri (kooperatifler ve birlikler) tarafından uygulanacaktır.

7.    Türkiye, çok sayıda peyzaj bitkisinin kaynak bölgesidir. Türkiye süs ve peyzaj bitkileri sektörünü büyütmek ve dünyaya açmak için bir yıl içinde özel bir strateji uygulanmaya başlanacaktır.

8.    Birinci maddede yer alan planlama teşkilatının hazırladığı stratejik plana göre üretim yapan üreticiler üretim desteği, satış garantisi ve alım garantisi başlıklarından en az birine tabi olacaktır.

9.    Merkezi sulama sistemleri teşvik edilecek, kaçak kuyuların açılması engellenecek, sulama sistemlerinin ve göletlerin verimli yönetilmesi sağlanacaktır. Tarımsal sulama alt yapı hizmetlerinin rehabilitasyonunda ve pompaj sulamalarında, enerji giderlerini azaltmak için güneş enerjisi sistemleri kurmak üzere üreticiler desteklenecektir.

(Bir Çiftçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

10.    Arıtma ve yağmur sularının geri kazanım projeleri yapılacaktır.

11.    Suyu özelleştirmeye ve kamusal kullanımın dışına çıkarılmasına karşı koruyan bir Su Kanunu’nun çıkarılması sağlanacaktır.

(Bir Çiftçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

12.    Su ürünleri üretiminde faydalanılan ekosistemlerin stok durumunun belirlenip balıkçıların sosyo-ekonomik özellikleri de göz önünde bulundurularak, küçük ölçekli balıkçılığın sürdürülebilirliğine yönelik adımlar atılacaktır.

ÜRETİCİNİN ÖRGÜTLENMESİ

1.    Üretici kooperatifleri ve bunların birlikleri teknolojik ve maddi açıdan desteklenecektir.

2.    Kooperatifçiliğin özünü oluşturan Anadolu imece kültürünü korumak ve yaygınlaştırmak üzere Türkiye İmece Enstitüsü kurulacaktır. Tüm il ve ilçelerde yapılanacak enstitü, kooperatiflere kuruluş, yapılanma, yönetim, üretim, satış, pazarlama, denetim gibi konularda rehberlik edecektir.

3.    Kooperatifçilik konusunda eğitim çalışmaları, kooperatiflerin birleşerek güçlenmeleri ve banka kurmaları teşvik edilecektir.

4.    Kamu kurumlarının kooperatiflerden alım yapmasını kolaylaştıran mekanizmalar korunacak ve güçlendirecektir.

5.    Kooperatiflerin üretici pazarları kurması teşvik edilecektir.

6.    Sigortasız tarım işçiliğine son verilecektir. Benzer amaçlı çalışan tüm örgütlerin birleşimi sağlanarak tarım işçiliğine güvence sağlanacaktır.

7.    Kadın üreticilere, kırsala dönmek isteyen gençlere ve çobanlık yapan aile işletmelerine bir yıl içinde özel destek mekanizmaları kurulacaktır.

8.    Türkiye’de gayri safi milli hasıladan tarımsal desteklere ayrılan pay en az %2’ye çıkarılarak üretim yılı içerisinde harcanmalıdır. Destekler, tarımsal yapıyı iyileştirecek şekilde gerçekleştirilecek ve denetlenecektir. Destekleme sistemi tarımsal ürünleri, kooperatifler veya üreticiler eliyle doğrudan tüketicilere, tüketim kooperatiflerine, topluluk destekli tarım gruplarına ulaştırmayı sağlayacak ve agroekoloji destekleyecek şekilde yapılandırılacaktır.

9.    Kooperatif ortağı olan üreticilere tarımsal girdiler için vergi muafiyetleri tanınacaktır.

10.    Kooperatif mevzuatında, kooperatifler birçok farklı bakanlıklara bağlı ve bölünmüş durumdadır. Bu bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için kooperatiflerle ilgili özerk bir kamu kuruluşu kurulacaktır.

(Bir grup Çiftçi delegesi bu yapının bir bakanlık olmasını talep etmiş, bu nedenle şerh koymuştur.)

GIDA ÜRETİM ALANLARININ KORUNMASI

1.    Tarım alanlarının, ekili dikili alanların ve meraların tespiti yapılarak tescil edilecektir. Bu alanlar kadastral koruma altına alınacaktır. Tahrip edilmiş tarımsal üretim alanlarının iyileştirilmesi ve restore edilmesi sağlanacaktır.

2.    Üzerinde gıda üretimi yapılan her alan eşit değere sahiptir. Tüm tarım alanları koruma altına alınacaktır. Bu kapsamda, tarım arazilerinin veya gıda üretimi yapılan tüm alanların etrafında HES vb. yapılara kati suretle izin verilmeyecektir. Tarım arazileri ve hayvancılık alanlarının civarında üretim döngüsüne zarar veren alternatif enerji üretimine (rüzgar, jeotermal vb.) izin verilemez.

3.    Orman arazileri içinde mera kullanımı ve yabani türlerin hasadı gibi yollarla gıda üretimi yapılan tüm alanlar tespit edilerek tescil edilecektir. Bu vasıftaki ormanların geliştirilmesi ve yüzölçümünün artırılması sağlanacaktır

4.    Göller ve akarsu sistemleri önemli gıda üretim alanlarıdır. Her birinin korunması ve bozulanların yeniden ihya edilmesi için İçsu Havzaları Kadastro Kurumu kurulacaktır.

5.    Türkiye kıyı ve denizleri gıda üretiminin ana kaynaklarından biridir. Denizel canlı kaynakların ve denizel ekosistem servislerinin sürdürülebilirliği amacıyla Türkiye Deniz Alanları Su Ürünleri Envanteri hazırlanarak, bölge ve alt bölge ölçeğinde istihsal ve koruma planları uygulanacaktır.

6.    Tarım arazileri üzerindeki tarımsal üretim yapılarının bölgenin yerel mimari anlayışına uygun bir biçimde yapılması zorunludur.

7.    Metropollerin saçaklanma alanlarındaki yoğun ve hızlı yapılaşma tarım alanlarını tehdit etmektedir. Metropol alanların çevresinde gıda üretiminin devamını ve kontrollü yapılaşmayı sağlamak için bir yıl içinde “Kır Kent Gelişme Bölgeleri” belirlenecek ve özel hükümlerle yönetilecektir. 

(Ziraat Mühendisleri Odası – ZMO şerhiyle kabul edilmiştir)

8.    Üç tarafı dört farklı karakterdeki denizle çevrili ve bu denizleri birbirine bağlayan iki biyolojik koridor niteliğindeki boğaza sahip Türkiye denizleri, kıyıları ve iç suları gıda temininin ana kaynaklarından başlıcalarıdır. Bu alanlar bağlamında su ürünleri envanteri hazırlanarak ve ileriye dönük modellemelere esas teşkil edecek veri tabanları oluşturularak, bölge ve alt bölgeler ölçeğinde, her tür ve sezona özel, bilimsel modellemeye dayalı, avcılık, istihsal ve koruma planları uygulanacaktır. İstihsalin yapıldığı ortamlar kayıtsız şartsız korunuyor olacaktır. Denizler ve içsular atıklar için alıcı ortam olarak kullanılamaz.

9.    Sucul ekosistemlerde tahribata uğramış alanlarda restorasyon çalışmalarına başlanacaktır. Balıkçılığın sucul ekosistemlere zararını azaltıcı adımlar atılacaktır.

SATIŞ VE PAZARLAMA

1.    Türkiye tarımının odağı sağlıklı, güvenilir ve kaliteli ürün üretmektir. Tarladan sofraya kalite standartlarını denetleyen bütünleşik bir mevzuat hazırlanacak ve bir yıl içinde uygulanacaktır. Üreticilerin, tarımsal üretimin yapısına uygun şekilde, düşük maliyetli olarak yatırım ve işletme kredilerine erişim imkanları artırılacaktır.

2.    Türkiye’de dökme ürün dönemi kapatılarak, katma değerli ürün dönemi başlatılacaktır. Tarım ürünlerinin katma değerini yükselten depolama, paketleme, pazarlama ve iletişim faaliyetleri için üretici ve örgütlerine her türlü teknik ve mali destek verilecektir.

3.    Yerli tarım ürünlerini işleyen gıda sanayi yatırımlarına bir yıl içinde özel teşvik verilecektir

4.    Belirlenen ürün planlarına geçiş yapan üreticiler satış garantisi veya alım garantisi destek mekanizmalarının en az birinden yararlanacaktır. Kimsenin ürettiği ürün elinde kalmayacaktır

5.    Türkiye tarım ürünlerinin kalite sertifikasyonu için uluslararası sertifikalarla uyumlu ve akredite bir sertifikasyon sistemi kurulacaktır. Türkiye tarımı uluslararası markalaşma kampanyası yapılarak pazar payının büyütülmesi sağlanacaktır

6.    Türkiye tarım ürünlerinin ihracatını ve uluslararası tanıtımını sağlamak için bir yıl içinde maddi teşvik mekanizmaları büyütülecektir. Uluslararası pazarlara erişimle ilgili tüm engeller kaldırılacaktır

10.    Tarım ürünlerinin nitelikli bir şekilde işlenmesini teşvik etmek üzere bölgesel “Tarımsal Sanayi Bölgeleri” kurulacaktır. Bu bölgelerin konumları üretim ve ihracat noktalarına yakınlık ile destekleyici sanayilerin kümelenme alanlarına göre belirlenecektir. Kurulacak olan tarımsal sanayi bölgeleri tarım alanlarını tehdit etmeyecek şekilde planlanacaktır.

(KÖY-KOOP şerhiyle kabul edilmiştir)

7.    Tarımsal ürünlerin katma değerini büyüten yatırımlar, gıda sanayi fabrika ve kuruluşları başta olmak üzere teşvik edilecektir

8.    Gıda Piyasaları Denetleme ve Düzenleme Kurulu (GPDDK) kurulacaktır. Kurul, (i) gıdanın üretiminden tüketiciye ulaşana kadar geçen her evrenin takip edilmesi, (ii) gıda üretim izni, taşıma izni ve perakende satış izni olan tüm kurumların disiplin altına alınması, (iii) manipülasyon ve haksız rekabeti önlemek için çalışacaktır. Bu süreçte, küçük üreticilerin üretimini destekleyici mekanizmalar geliştirilecek ve uygulanacaktır.

TARIMSAL LOJİSTİK ve DEPOLAMA

1.    Gıda kaybı, israfını önlemek ve gıdanın ülke genelinde ekonomik transferi için belirlenen ürün planlamasını esas alan “Tarımsal Lojistik Planı” hazırlanacak ve uygulanacaktır.

2.    Tarım ürünlerinin taze ve kaliteli bir şekilde nakliyesini sağlamak üzere stratejik ulaşım noktalarında “Tarımsal Lojistik Merkezleri” kurulacaktır.

3.    Tarım ürünlerinin iç ve dış piyasaya ucuz transferi için tüm limanlarda “Tarım İhtisas Bölgeleri” kurulacaktır.

4.    Gıda taşımacılığı yapan akredite kuruluşlardan alınan yakıt vergileri azaltılarak gıda fiyatlarının düşürülmesi sağlanacaktır.

5.    Tarımda yerel üret, yerel tüket ilkesine uygun olarak her ilin ve ilçenin kendisine yetmesi sağlanmalıdır. Bunun sağlanması için ekolojik ilkeleri esas alan tüketim kooperatifleri, topluluk destekli tarım grupları ve üretici pazarları desteklenecektir.

TARIMDA EĞİTİM ve İNOVASYON

1.    Uzman Toplantıları ve Çiftçi Toplantısı Sonrası Madde: Tarımla ilgili fakülteleri içinde barındıran yüksek öğrenim kuruluşları arasında entegrasyon sağlanacak, uygulamalı tarım meslek lisesi kurulacaktır. Bu okullarda Anadolu tarımı ile dünyadaki yenilikleri buluşturan özgün bir müfredat uygulanacaktır.

2.    Anadolu ve Trakya’daki kadim tarım bilgisinin taşıyıcısı olan kişilere usta öğretici belgesi verilecek ve bu üreticilerin uygulamalı tarım bilgisi, tarım meslek lisesi ve ilgili fakültelerin müfredatında yer alacaktır.

3.    Şehir ve ilçe parklarında, okul bahçelerinde öğrenme amaçlı üretim alanları için yer ayrılması teşvik edilecektir. Kentsel yeşil alanlar, gıda üretimi bilgisini yaygınlaştırmak için yaşayarak öğrenme alanları olarak işlev görecektir. 

(Bir işçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir)

4.    Bitkisel ve hayvansal gen kaynaklarını korumak ve geliştirmek için bir yıl içinde Türkiye Tarım Genetiği Laboratuvarı kurulacaktır.

5.    Meyve ve diğer dikili ağaç kültürünü korumak ve geliştirmek için bir yıl içinde Türkiye Fidan Laboratuvarı kurulacaktır.

6.    Bitkisel ve hayvansal gübre üretimi, nitelikli yem karışımları, kurakçıl tarım bitkileri ve karbon negatif tarım başta olmak üzere farklı konularda çalışan tarımsal inovasyon merkezleri ve agroekoloji enstitüleri kurulacaktır.

7.    Tarımsal bilginin derlenmesi, kuramsallaşması ve ihraç edilmesine yönelik projelere teknik ve maddi destek sağlanacaktır.

8.    Tarımda dijitalleşme sağlanacak ve dijital tarım teknolojileri korumacı tarım politikalarına entegre edilecektir. Üreticilerin yenilikçi ve doğayla uyumlu üretim tekniklerini takip edebildikleri dijital platformlar desteklenecektir.

AGRO-TURİZM

1.    Agro-turizm, tarımsal üretimin yan sektörlerinden biri kabul edilecektir. Gastronomi ve agro-turizm Türkiye’nin ana turizm bileşenlerinden biri olarak geliştirilecektir.

2.    Kırsal alanlardaki turizm faaliyetlerinin insan altyapısını oluşturmak üzere Agro-Turizm Enstitüleri kurulacaktır. Agro-turizm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, kooperatif ve üretici örgütleri odağında örgütlenme çalışmaları teşvik edilecektir.

3.    Agro-turizmin tarım alanlarına ve doğal alanlara zarar vermeden gelişebilmesi için Kırsal Estetiğin Korunması ve Agro-Turizmin Geliştirilmesi Kanunu ile bir yıl içinde gerekli düzenlemeler sağlanacaktır.

SANAYİCİ, TÜCCAR ve ESNAF BULUŞMASI DEKLARASYONU

İLKELER

1.    Demokrasi sadece ekonomik gelişmenin değil, aynı zamanda refahın adil bir şekilde bölüşümünü sağlayan temel unsurdur.

2.    İktisadın sağlıklı bir şekilde gelişimi için her türden ayrımcılığı reddeden toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesi esastır. Geleceğin Türkiyesi’nin inşasında kadınların karar mekanizmalarından başlamak üzere eşit inisiyatif ve sorumluluk alabilmesinin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

3.    Geleceğin Türkiyesi’nin toplumsal ve ekonomik düzeni dünya genelindeki yapısal değişimin kavranması üzerinde inşa edilecektir. Bu kavrayış, tüm dünyayı etkileyen ekolojik, politik, sosyolojik, kültürel, teknolojik ve demografik gelişmelerin idrakiyle mümkündür.

4.    Sanayi, tarım ve ticarette yalnızca büyüme odaklı bir iktisadi model kabul edilemez. Sürdürülebilir bir ekonomik model inşa edilmelidir. Geleceğin Türkiyesi’nin iktisat politikası toplumun tüm moral ve ekonomik değerlerini geliştiren bir kültürel yenilenme hamlesidir.

5.    Geleceğin iktisadının kendiliğinden, günlük ve popülist siyasi kararlarla gelişmesi beklenemez. Türkiye’nin İkinci Yüzyılı’nın sanayi ve ticaret koşullarının daha iyi olması için, sistematik ve uzun vadeli bir iktisat politikası inşa edilecektir. Güçlü bir kavrayış içinde uygulanan tüm eylemlerin sonuçları ölçülecek ve yarattığı etkiler düzenli olarak izlenecektir.

6.    İktisadi planlama kültürü, doğası gereği bütüncül, kapsayıcı ve stratejik olmalıdır. Geleceğin sanayi ve ticaret politikası sosyal, siyasal, ekonomik ve ekolojik olmak üzere birbiriyle ilişkili dört ana reform üzerinde yükselecektir.

7.    İnsan türünün yerküre ve atmosfer üzerinde bıraktığı ayak izi, parçası olduğumuz ekosistemin kendini yenileme eşiğini ileri derecede aşmıştır. İklim krizi de bunun sonuçlarından biridir. Doğanın ekolojik döngüleri ve insan türünün ekonomik düzeni arasındaki bu mütekabiliyet dışı koşullar, bizatihi insan da dahil tüm canlıların geleceğini tehdit etmektedir. Geleceğin Türkiyesi, ekoloji ve ekonomi arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu kabul eden yeni bir iktisadi yaklaşım üzerinde inşa edilecek, ticaret ve sanayi politikalarının bu yönde gelişimi sağlanacaktır.

8.    Tüm dünyada, dengesiz büyümenin yerelde ve küresel ölçekte sürdürülemez olduğu anlaşılmış ve bu iktisat anlayışının sonuna gelinmiştir. Ticaret ve sanayi, kontrolsüz sermaye modeli yerine çalışanların, ekonomik aktörlerin, paydaşların, toplumun ve doğanın da mutluluğunu esas alan duyarlı bir anlayışa evrilmek zorundadır.

9.    Sanayi ve ticaretin istikrarlı gelişimi için yeni bir sosyal mutabakat kurulması esastır. Bu mutabakat, kültürel farklılıkların ve yenilikçiliğin iktisadın temel girdilerinden biri kabul edilmesiyle oluşacaktır.

10.    Geleceğin Türkiye’sinin iktisadı, teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten ve kullanan bir ruha sahip olacaktır.

11.    Kurumsal, bireysel ve iş birliklerine dayalı girişimciliğin gelişmesi için “ekonomik demokrasinin” gerektirdiği ortam sağlanacaktır.

12.    Türkiye’deki tüm sanayici, tüccar, esnaf ve girişimciler ülke ekonomisi için değerli aktörlerdir. Esnaf, sanatkar ve KOBİ’lerin korunmasına yönelik tedbirler güçlendirilecektir.

13.    Kamu, temel stratejiyi belirleyen, kuralları koyan, denetleyen, yatırım ortamını kolaylaştıran, geliştiren ve gerektiğinde paydaş olan bir rol oynayacak ve bu sayede sektörlere yapıcı yön verme işlevi kolaylaşacaktır. Kamu kuruluşları bu işlevleri tam şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık ilkeleriyle gerçekleşecektir.

(Bir işçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir)

14.    Teknolojinin kendi ahlakı ve normlarının insan yaratıcılığı üzerindeki dayatması kabul edilemez. Teknolojinin insan üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi için Teknoloji Etiği Kurulu oluşturulacaktır.

15.    Teknolojik gelişme için düşünceye dayalı insan gücünün gelişmesi esastır. Kamuya açık bilgilere erişim temel insan hakkı kabul edilecektir. Düşünsel üretim ve birikime dayalı insan gücünün, temel bilimlerin ve araştırma çalışmalarının gelişmesine yönelik her türlü kaynak artırılacaktır.

16.    Bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmaya yönelik olarak bölgelerin coğrafi karakterine ve ekonomik potansiyeline uygun sektörel kümelenmeye imkân veren bütüncül bölgesel kalkınma politikaları yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte geliştirilecektir. Bölgeye özel kamu özel sektör ortak işbirliği yatırım modelleri geliştirilecek ve sonuçları denetlenecektir. Bölgesel eşitsizliğin giderilmesi ve gelişmenin ülke geneline yayılabilmesi için ekonomik aktörlerin bir bölgede toplanmasından çok, yerel dinamiklere uygun şekilde farklı yerlerde kümelenmesi planlanacaktır.

17.    Sektörlerin enerji ihtiyacının karbon salımına neden olmayan doğal ekosistemleri ve biyoçeşitliliği yok etmeyecek, doğayla uyumlu, yenilenebilir ve alternatif (hidrojen, fizyon vb.) kaynaklardan sağlanması esastır. Türkiye’nin sanayi ve ticaret dünyası karbon nötr dünya hedefine hizmet edecek şekilde çalışmayı hedeflemektedir. Enerji üretimi ve tüketimi ekolojik sınırlar içinde gerçekleştirilecektir.

18.    Ülkenin uluslararası teknolojik gelişime uygun, stratejik önemi haiz sektörlerinin mukayeseli üstünlük, evrensel rekabet gücü ve katma değeri yüksek üretimini sağlayan sektörel gelişme planları oluşturulacaktır.

19.    İktisadi gelişim için sektörler arası entegrasyon zorunludur. Yerel, ulusal ve küresel ekonomik dinamikler ile sektörler arasındaki sinerjinin çoğalması teşvik edilecek, sektörler arası uyum planları geliştirilecektir.

20.    Geleceğin Türkiyesi’nde doğrusal ekonomi anlayışı terk edilerek döngüsel ekonomi hanelerden makro üretim alanlarına kadar geliştirilecek sektörel ve endüstriyel simbiyoz her ölçekte geliştirilecektir. Böylelikle hammadde tedarik zincirleri güçlendirilecek ve kısaltılacaktır.

21.    Geleceğin Türkiyesi’nde ülkemizin yeni kalkınma anlayışını gerçekleştirebilmesi için 21. Yüzyıl’da uygun yetkinlikler ve becerileri önceliklendiren teknik bilginin yanı sıra insanın biyolojik yetkinliğini toplumsal değere dönüştüren, yaratıcılığı ve müteşebbis ruhu teşvik eden, problem çözme, dijital yetkinlikler, yabancı dil, sosyo-duygusal becerilerini kazandıran bir yaşayarak öğrenmeyi esas alan eğitim anlayışı benimsenecektir.

22.    Düşünce ve bilgi üretimi ekonomik bir değerdir. Geleceğin Türkiyesi’nde fiziki sermayeye dayalı sektörler kadar beşerî sermayeye dayalı sektörler de desteklenecektir. Bunun için hayal gücü ve meslek arasındaki uyumu güçlendiren tedbirler alınacak, katma değerli ve inovatif üretim teşvik edilecek, girişimciliğin önü açılacak, yetenek yönetimi ve ustalaşma sistemine öncelik verilecektir.

23.    Değişim, iktisadın kaçınılmaz temel dinamiklerinden biridir. Geleceğin Türkiyesi, yeni meslek alanlarının gelişimi için sürekli öğrenen evrensel bir kuluçka merkezi olarak inşa edilecektir.

24.    Geleceğin ekonomisi ve iş dünyası eğitimde, istihdamda ve hayatın her alanında gençlere fırsat eşitliği sağlanmadan inşa edilemez. Gençlerin geleceğin en iyi temsilcileri oldukları bilinciyle, yenilikleri yakından izleyen, yaşam boyu öğrenen, eleştirel düşünebilen, teknolojiyi üreten ve geliştiren, vizyoner ve etki yaratabilen nesillerin oluşması desteklenecektir.

25.    Türkiye sanayisinde girdi temininde yerel ve bölgesel ara ürün üretimi sağlayan zincirler güçlendirilecektir. Bu doğrultuda ticaret ve sanayide yenilikçilik, yaratıcılık ve tasarım kabiliyeti geliştirilecektir.

26.    Enerji, ulaştırma ve sanayi sektörlerinden kaynaklanan sera gazı salımlarının net sıfır hedefleri ve bu hedefleri gerçekleştirecek olan politika araçları ve önlemler belirlenecektir. Karbon salımlarının azaltılması, talep yönetimi, enerji ve malzeme verimliliği, döngüsel malzeme akışlarının yanı sıra azaltma teknolojileri ve üretim süreçlerindeki dönüşümsel değişiklikler dahil olmak üzere tüm azaltma seçeneklerini teşvik etmek için değer zincirleri boyunca eş güdümlü ve uzun soluklu, sağlam ve tutarlı bir eylem planı yapılacaktır.

27.    Tüm esnafları kapsayacak şekilde Esnaf Bakanlığı kurulmalıdır. Yerel yönetimlerde ve ticaret, esnaf ve sanatkârlar odaları düzeyinde çağın koşullarına uygun olarak denetim ve eğitim mekanizmaları geliştirilmelidir.

KARARLAR

Dijitalleşme ve Veri Yönetimi

1.    Verilerin kaydedilmesi, saklanması, işlenmesi ve paylaşımına yönelik gerekli bilimsel standardizasyon ve mevzuat çalışmaları yapılarak dijital dönüşüm için gerekli koşullar sağlanacaktır.

2.    Veriye dayalı inovasyonu artırmak için kamuya açık veri-kaynak politikası uygulanacak, veri kümelerine erişim altyapısını sağlayan kamu yatırımları, inovatif uygulamalar ve katma değeri yüksek hizmetler desteklenecektir.

3.    Ülke ölçeğindeki verilerin yasalara uygun analiz ve sentezinden sorumlu kurumların özerkliği kamu güvencesi altına alınacaktır.

4.    Etkin veri yönetimi ve karar destek sistemleri yoluyla şirketlerin rekabet gücü artırılacak; idari, mali ve teknik destek mekanizmaları tasarlanacaktır.

5.    KOBİ’lerin inovasyon, adaptasyon, rekabet ve iş modeli dönüşüm gücünün artırılması amacıyla dijitalleşme süreçlerine yönelik politikalar geliştirilecek desteklenecektir.

6.    Yapay zeka, büyük veri analitiği, açık kaynak kodlu yazılımlar, otonom sistemler ve kuantum hesaplama gibi yenilikçi teknolojiler desteklenecektir.

7.    Dijital dönüşümü hızlandıracak, yüksek hızda veri iletimine imkân sağlayan şebeke altyapısı sağlanacaktır. Türkiye internet hızı artırılacaktır, internet erişim birim maliyetleri düşürülecektir. Bir vatandaşlık hakkı olarak internet hizmeti standart bant genişliği dahilinde ücretsiz bir şekilde sağlanacaktır.

8.    Geleceğin teknolojilerini yaratmaya çalışan şirketlerin, eğitim kurumlarının, kümelenme yapılarının, teknoparkların ve diğer tüm kurumların Ar-Ge çalışmaları ve bir arada hareket etme kabiliyetleri teşvik edilecektir.

Planlama

1.    Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadeli iktisat politikasını, stratejisini ve eylem planını geliştiren bölge ölçeğinde iktisadi planlamanın yanında bir bütün olarak toplumsal ve ekolojik boyutları da alan bir Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacaktır. Kamu; sektörel öncelikler, sektörler arası uyum ve stratejik öneme sahip sektörler konusunda yön verici konumda olacaktır.

2.    Ekonomik çeşitliliğin artırılması ve sektörler arası etkileşimin geliştirilmesi esastır. Yeni nesil sanayi ve ticaret bölgeleri sadece üretim işlevine odaklanmayan, lojistik, değer zinciri, ilişki ağları oluşturma, mesleki ve teknik eğitim, üniversite -üniversite- sanayi işbirliği, kümelenme, Ar-Ge, kültür sanat faaliyetleri ve sosyal hizmetler gibi işlevleri de bünyesinde barındıran, düşük maliyetli ve bütüncül alanlar olarak tasarlanacaktır.

3.    Planlama faaliyetleri, sektörel bağlantılara dayanan mekânsal ve iktisadi veriler doğrultusunda yapılacaktır. Türkiye girdi çıktı analizi yapılacak, optimum tedarik zincirinin oluşturulması ile, karbon salımını minimize edecek tedarik planlaması için veri altyapısı oluşturulacaktır.

4.    Sanayi ve ticaret bölgelerinde döngüsel ekonominin kuralları doğrultusunda endüstriyel simbiyoz uygulamaları gerçekleştirilecektir.

5.    Ticaret ve sanayi bölgelerinin yerel ve uluslararası bilgi ağları içinde yer alması sağlanarak daha fazla hizmet ve değer üretmesi sağlanacaktır.

6.    Üretim ve yatırım planlaması ileri ve geri bağlantıları dikkate alınarak yapılacaktır. Kamu (merkezi ve yerel) bu konuda planlayıcı ve denetleyici rol üstlenecektir.  Ortak kullanım alanlarını ve araçlarını (kümelenmeyi) sağlayan paylaşım ekonomisi çalışmaları teşvik edilecektir.

7.    Ticaret ve üretim noktaları birbiriyle temas halinde olan bir ağa dönüştürülecek, aralarındaki fiziki ve sistemsel ilişkiler güçlendirilecektir.

8.    Ürünlerin taşınması ve satışını kolaylaştıran bir lojistik master planı hazırlanacak, iç ve dış ticaret hacmini geliştirmek üzere deniz, demir, kara ve hava yolları arasında tam bağlantı kurulacaktır.

9.    Türkiye’nin her bir istatistiki bölgesi (NUTS Düzey 2) için sektörel kümelenme planları hazırlanacak, bu planlar doğrultusundaki yatırımlara özel teşvikler verilecektir. Sektörel kümelenme planları tarım havzaları planlaması ve lojistik master planıyla bütüncül olarak ele alınacaktır.

10.    Türkiye’nin küresel deniz ticaretindeki payının geliştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Lojistik master planı doğrultusunda farklı bölgelerde lojistik merkezler, yeni limanlar ve demiryolları inşa edilecektir. Serbest bölgeler ve limanlardaki gümrüksüz sahalar yaygınlaştırılacaktır.

11.    Öncelikli olarak tarımsal üretimin ve tarımsal alanların korunması esastır. Ekonomik üretim açısından kentsel ve kırsal alan ilişkisi yeniden tarif edilecek, kent kır geçiş alanları saçaklanma bölgeleri olmak yerine; kırsal ekosistemi koruyarak sanayi, ticaret ve tarımın uyum içinde büyüyebileceği gelişme bölgeleri olarak yapılandırılacaktır.

12.    Ülkemizin doğal afetler gerçeğinden hareketle sanayileşme, kentleşme ve sosyalleşme planlarının tümünde afetlere dair önlemlere yer verilmesi ve uygulamaların denetlenmesi sağlanacaktır.

Doğayla Uyum

1.    Sektörlerin ekolojik referanslı dönüşümü için enerji, su yönetimi, atıkların ve emisyonların azaltılması konularında yapılan tüm yatırımlar özel destek kapsamına alınacaktır. Doğayla uyumlu yatırımlara daimî vergi avantajları sağlanacaktır.

(Bir İşçi delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

2.    Doğayla uyumlu döngüsel işleyişe sahip teknoloji ve yatırımların geliştirilmesi için her türlü Ar-Ge, Ür-Ge ve uygulama faaliyeti teşvik edilecek, net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak için gerekli düzenlemeler yapılacak, bu doğrultuda yeşil mutabakat kurallarına uyum desteklenecektir.

3.    Emisyonların ve atıkların azaltılması, ham madde ve atık bertaraf maliyetlerinin düşürülmesi ve atıklardan gelir elde edilmesi için simbiyotik tedarik zincirleri kurulacak, bu amaca hizmet eden ortak yatırımlar ve bu doğrultuda döngüsel ekonomi uygulamaları teşvik edilecektir.

4.    Stratejik çevresel etki değerlendirme usul ve esasları etkin bir şekilde kullanılacaktır. Bilgiye erişim, halkın katılımı ve adalete erişim çerçevesi sunan AARHUS sözleşmesine Türkiye taraf olacaktır.

5.    Yatırımların biyolojik çeşitlilik ve iklim üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için makro ve mikro uyum faaliyetleri teşvik edilecektir.

6.    Lojistik ağlarının ekosistem bütünlüğünü parçalamayacak şekilde kurulması sağlanacak, lojistik master planı ve sektörel kümelenme planları ekosistem koridorlarıyla uyumlu bir şekilde hazırlanacaktır.

7.    Yerüstü ve yeraltı su kaynaklarına karışan her türlü kirlilik kaynağı sıfırlanacak, gelişmiş arıtma sistemlerinin kurulması ve işletilmesi için verilen teşvikler artırılacaktır. Geri kazanım dahil, su kaynaklarının kullanımı ve yönetimindeki verimlilik artırılacak, tasarruflu kullanım sağlanacaktır.

8.    Doğanın korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesiyle ilgili tüm yaptırımlar artırılacak, bu süreç anayasal güvence altına alınmış bağımsız bir kurul tarafından denetlenecektir.

9.    Eko-yenilikçi teknolojiler, ürünler, hizmetler, paylaşan ve üreten süreçler yaygınlaştırılacaktır.

10.    Aşırı iklim olayları (yangın, deprem, sel vb.) gibi insanlığı ve tüm ekosistemi tehdit etmeye başlayan afetlere karşı kamu ve sivil toplum ortaklığında ilgili afetler ölçeğinde “Eylem Planları” hazırlanacaktır.

11.    İklim değişikliği ile mücadele için, Türkiye’nin ölçme, izleme ve raporlama konusundaki kapasitesinin yanı sıra hem salımlar hem de ilgili politikalar konusundaki şeffaflığının ve hesap verilebilirliğinin güçlendirilmesi sağlanacaktır. Bu doğrultuda kapsamlı bir iklim yasası hazırlanacaktır.

İnsan Hareketliliğinin Yönetimi

1.    Beyin göçünün önlenmesi için üniversite eğitiminin düşen niteliği artırılması ve sosyal, kültürel, ekonomik yaşama ortamının iyileştirilmesi zorunludur. Bilgi sermayesinin kullanılabileceği araştırma ve geliştirme imkanları yaratılacak, araştırmaların fonlanması ve bu süreçte bürokratik işlemlerin azaltılması sağlanacak, çalışma koşulları iyileştirilecektir.

2.    Kırdan kente nüfus akışının azaltılması ve bu akışın tersine çevrilmesi için gerekli ekonomik, sosyal ve kültürel tedbirler alınacaktır.

3.    Geçici veya kalıcı dış göçle Türkiye’ye gelenlerin sosyal, kültürel ve ekonomik entegrasyonunun sağlanması için gerekli tedbirler alınacaktır.

4.    Tersine beyin göçü ve yetişmiş insan gücünün yeniden kazanılması sistemli bir şekilde teşvik edilecektir.

5.    Kırdan kente göçün engellenmesi için miras hukuku tarım arazileri düşünülerek yapılacaktır.

6.    Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilere tarımsal arazi satışı yasaklanmalıdır.

Eğitim

1.    Yaratıcı düşünce gücüne öncelik veren, demokratik ve vicdani değerler üzerinde yükselen, doğayla, geçmişle ve değişimle uyumlu, denetimsiz sınavlar gibi uygulamaları içeren, laik, bilimsel ve demokratik eğitim sistemi kurulacaktır.

2.    Uluslararası bilgiye ve entelektüel sermayeye erişim kolaylaştırılacaktır.

3.    Eğitim ülkede yaşayan herkes için temel bir haktır. Herkesi kapsayacak şekilde eşit, nitelikli ve kendi dilinde eğitim imkânı sunmak kamunun önceliği kabul edilecektir.

    (Bir Sanayici, Tüccar ve Esnaf grubu delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

4.    Bütçeden eğitime ve yükseköğretime aktarılan kaynak oranı artırılacaktır. Ülkenin insan kaynağının artırılması hedefi doğrultusunda, yüksek öğretime aktarılan kaynağın üniversitelere dağılımında yüksek lisans ve doktora programlarında eğitim gören öğrenci miktarı dikkate alınacaktır.  Üniversitelere mali ve idari özerklik sağlanacaktır.

(Bir Sanayici, Tüccar ve Esnaf grubu delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

5.    Eğitmenlerin eğitimi ve eğitimde çeşitlenme öncelikli hareket alanları kabul edilecektir.

6.    Eğitim yaşama yaklaştırılacak, pratik ve uygulamalı öğrenme iç içe geçirilecek, uyum becerileri geliştirilecektir. Eğitim ve iş dünyası arasında bağlar güçlendirilecektir.

7.    Üniversiteler ve diğer araştırma kuruluşları bünyesinde yer alan araştırma merkezi, laboratuvar vb. yapıların envanteri hazırlanacak, sektör eşleşmesi yapılmasını sağlayan bir dijital altyapı oluşturulacaktır.

8.    Ekolojik dönüşüm, dijital dönüşüm ve döngüsel düşünme yeni eğitimin temel dinamikleri olacaktır. İnovasyon, iletişim, işbirlikleri kurmak, kolektif düşünme, yaratıcılık, problem çözme teknikleri, doğa, kaynak ve teknoloji okuryazarlığı, öz yönlendirme, esneklik ve uyum, sosyal ve kültürlerarası yetkinliklerin kazandırılması, eleştirel düşünme, tasarım odaklı düşünme, analiz ve sentez yetenekleri müfredata dahil edilecektir.

9.    Meslek eğitim ve mesleki teknik eğitim koşulları geliştirilecektir. Mesleki ve teknik eğitim yeşil ve dijital dönüşümü de kapsayacak şekilde çağımızın güncel gelişmelerine uygun şekilde düzenlenecektir. Sanayinin ihtiyacı olan “nitelikli teknik eleman” ihtiyacının karşılanması için eğitim kurumları sayısı, eğitim kurumlarının mekânsal dağılımı ve sistemi yeniden yapılandırılacaktır.

10.    Yoksulluk, cinsiyete dayalı şiddet, erken yaşta evlilik, ailelerin eğitime kaynak ayırırken erkek çocukları tercih etmesi gibi nedenlerden dolayı kız çocukların ilköğretim sonrasında eğitimlerine devam edememesine yol açan toplumsal faktörlerle mücadele edilecek, kız çocuklarının yoksulluk döngüsünü kırarak ülke refahını ve toplumsal yaşam kalitesini arttırmasının önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

11.    Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak yeniden düzenlenecek, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği zorunlu ders olarak okutulacaktır.

Kapasite Geliştirme

1.    İktisadi gelişmenin katma değerli ve inovatif bir üretimle gerçekleşmesi sağlanacaktır. Hammadde ticareti yerine katma değeri yüksek ürünlerin üretimi, satışı ve ihracatı teşvik edilecektir.

2.    Kurumsal kapasitenin gelişebilmesi için çalışanların mutluluğu, kurumsal bir amaca inanması ve ilgi alanları doğrultusunda yetkinleşebilmesi esastır. Şirketlerin çalışanlara ekonomik hakların yanı sıra, mesai saatleri içini ve dışını kapsayan bir güven ortamı ve kişisel gelişim imkanları sunması için her türlü tedbir alınacaktır. Çalışanların sendikal hak ve özgürlüklerine saygı duyulacaktır.

3.    Döngüsel ekonomi ve AB yeşil mutabakatı ile ilgili tedbir ve teşvikler arıtılacak, uyum sürecinde uygulama desteği verilecektir.

4.    Sektörler bazında dijital dönüşüm, dayanıklılık ve çeviklik sağlanacak, başta tarım olmak üzere kayıp ve israflar azaltılacaktır.

5.    Teknolojik gelişmelere paralel olarak çalışanların iş yerlerinde geçirdikleri süreler tedricen azaltılacaktır.

6.    Katma değeri yüksek ihracatımızı büyütmek için yeterli donanım ve tecrübeye sahip firmaların sayısı artırılacak, uluslararası markaların yaratılması için özel teşvik sistemleri geliştirilecektir.

7.    Tüm şirketlerin kurumsallaşma, Ar-Ge, Ür-Ge, fikri değer yaratma, markalaşma ve pazarlama konularında yetkinleşmesi desteklenecektir.

8.    Yapılan teşvikler aşırı kapasite artışına yol açmayacaktır. Teşvikler bölge, sektör, proje ve talebi eş zamanlı olarak dikkate alacaktır. Tüm teşvik sistemleri, bir etki analizi çerçevesinde uygulanacaktır. Yapılan teşvikler, beklenen sonuçları üretmemesi halinde gözden geçirilerek yeniden yapılandırılacaktır.

9.    Karar kalitesini, kararlarda istişareyi, kurumlarda çeşitliliği ve kararlarda tüm tarafların çıkarının gözetilmesini öğütleyen kurumsal yönetimin tüm kurumlarda uygulanması sağlanacaktır.

Düşünceye Dayalı İnsan Gücü ve Yeni Meslekler

1.    Üretimin kültür, bilgi, teknoloji, inovasyon ve ekoloji eksenlerinde dönüşümü sistemli bir şekilde desteklenecektir.

2.    Düşüncenin olgunlaşmasına dayalı bir ağ yapısı içinde çalışan Ar-Ge merkezleri kurulacaktır. Bu merkezler, kentsel dinamizmin yüksek olduğu kent kır geçiş bölgeleri ile ülke genelindeki kırsal bölgelerde kurulacak, dijital göçebelik teşvik edilecektir.

3.    Tasarıma ve sanatsal üretime dayalı sektörlerin tamamı desteklenecek, yeni tasarım akımlarının oluşması için gerekli mekânsal, akademik ve toplumsal koşullar inşa edilecektir.

4.    Üniversiteler başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarının yeni mesleklere uyumu güçlendirilecektir. Yeni mesleki alanlarının kavramsallaşması için disiplinlerarası müfredat tasarımları desteklenecektir.

5.    Düşünce sermayesinin işlem yeri olan eğitim kuruluşlarının kendini yenileme kapasitesi artırılarak, Türkiye’nin yenilikçi eğitim, yöntem ve programlarının üretim ve tedarik noktalarından biri olması sağlanacaktır.

Yeni Nesil Rekabet

1.    Sürdürülebilir ekonomi için yıkıcı ve yarışmacı bir anlayıştan dayanışmaya doğru adımlar atılması teşvik edilecektir. Örneğin, Anadolu’nun kadim ticaret kültürü ahilik geleneği de asırlardır bu değerler üzerinde yükselmektedir. Geleceğin Türkiyesi’nde yıkıcı rekabet yerine müşterek değerlerin korunmasını esas alan rekaberlik teşvik edilecektir.

2.    Sektörlerin birbirleriyle iletişimini ve işbirliğini artıracak tüm sivil yapılanmalar, e-işbirliği ve açık inovasyon platformları aktif olarak desteklenecektir.

Girişimcilik

1.    Teknolojinin sadece kullanımını değil üretimini de sağlayan girişimlere öncelik verilecektir.

2.    Girişimciliğin önünü açan hibe, düşük faizli kredi ve benzeri imkanlar tesis edilecektir. Kamu kaynaklarının sivil inisiyatifleri daha etkin fonlayabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler artırılacaktır.

3.    Girişimciliği teşvik eden mekânsal dönüşüm sağlanacak, müşterek üretim ve çalışma alanları meydanları açılacaktır.

4.    Girişimci ve yatırımcının birbiriyle daha hızlı ve etkin buluşmasını sağlayan sistemler kurulacaktır.

5.    Ekolojik ve sosyal girişimcilik, ekonomik gelişmelerin asli bileşeni olarak kabul edilecektir. Kâr amacı gütmeyen sivil kuruluşların ekolojik ve sosyal girişimleri desteklenecektir.

6.    Kadın ve genç girişimciler için var olan teşvik sistemleri artırılarak geliştirilecektir.

7.    Türkiye’nin müteşebbis kalitesini artırmak üzere eğitim kurumlarının ve tüm şirketlerin insan kaynakları politikaları yeniden yapılandırılacaktır.

8.    Girişimciliği geliştirmek için kamu özel işbirliği etkileşimi ve ortak teşebbüsler teşvik edilecektir.

9.    Melek yatırımcılık ve risk sermayesi konusunda farkındalık artırılacak, bu konudaki destek mekanizmaları geliştirilecektir.

10.    Eğitimin tüm evrelerinde girişimciliğin özendirilmesi sağlanacaktır.

11.    Kaybolmaya yüz tutmuş kültürel ve sanatsal mesleklerin teşvik edilmesi sağlanacaktır.

12.    Teknopark, teknoloji transfer ofisleri, kuluçka merkezleri ve hızlandırma programlarının verimlilik ve etkinliklerinin artırılması, bu çerçevede ortak performans göstergelerinin (şirketleşen filiz girişim sayısı, belirli bir süre sonra halen faaliyette olan şirket sayısı, yarattığı istihdam, toplam ciro, aldıkları yatırımlar, değerleme rakamları gibi) oluşturulması sağlanacaktır.

13.    Önde gelen ekosistemler ile işbirliklerinin derinleşmesi sağlanarak Türkiye’nin dünyaya çözüm üreten yenilikçi girişimler barındıran, bulunduğu coğrafyadaki nitelikli iş gücünü ve  girişim sermayesi fonlarını çeken bir cazibe merkezi olarak konumlandırılması sağlanacaktır.

Uluslararası Ağlar ve Turizm

1.    Türkiye’nin küresel değer zincirlerindeki konumu sistematik olarak tanımlanacak, bu zincirlere entegrasyon için öncelikli sektörler yatırım ve teşvik kapsamına alınacaktır.

2.    Yerel, ulusal ve küresel üretim ve tedarik zincirleri arasında tam korelasyon sağlanarak Türkiye’nin ihracat hacmi büyütülecektir.

3.    Türkiye’nin Avrupa Birliği Gümrük Birliği, Bir Kuşak Bir Yol Projesi ve diğer uluslararası ağlar arasındaki konumu güçlendirilecektir. Bu doğrultuda, kapsayıcı bir eylem planı uygulanacaktır.

4.    Ülke diasporasının daha aktif ve etkin çalışması desteklenecektir.

5.    Başta sınır komşularımız olmak üzere tüm ülkelerle ihracat odaklı ticaret hacmi büyütülecektir. Alıcı ülkelerin ürün ve taşıyıcılarımıza uyguladıkları kota ve tarife dışı engellerin azaltılması ya da kaldırılması için diplomatik çalışmalar yürütülecektir.

6.    Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında geçiş rolü üstlenen stratejik coğrafi konumu, ülkenin gelişen telekomünikasyon altyapısı; uluslararası veri trafiğinin taşınması ve bulut bilişim gibi bilgi teknolojiler açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye’nin uluslararası veri trafiği taşımacılığında da stratejik konuma sahip olması sağlanacaktır.

7.    Türkiye turizminin yüksek katma değerli, ülke genelinde adil kalkınmayı mümkün kılacak, toplumun yalnızca bir zümresine değil toplum geneline fayda sağlayan, doğal ve kültürel değerleri tehdit etmeyecek bir şekilde geliştirilmesi için sürdürülebilir turizm ilkeleri doğrultusunda yapısal değişikliklere gidilecektir.

8.    Türkiye’nin modern dünyanın turizm sektörü için gerektirdiği yenilikçi yaklaşımları benimseyip bu yolla rekabetçiliğini arttırması için sektörün yapısındaki gerekli değişimleri tetikleyecek yenilikçi programlar geliştirilecektir.

9.    Turizm yatırımları mukayeseli üstünlük ilkesi üzerinde inşa edilecek, rekabetin düşük ve aynı zamanda turizm çeşitliliğine katkı sunacak kültür, inanç, spor, tarih, sağlık, agro-turizm ve doğa turizmi gibi alternatif turizm yatırımlarına öncelik verilecektir.

10.    Dış turizmi büyütmek için bölgesel önemi haiz uluslararası havalimanları belirlenecek ve bu limanlara doğrudan seferler teşvikli yatırım kapsamına alınacaktır.

11.    Türkiye turizm pazarlamasında bölgesel segmentasyona gidilecek, ülkenin farklı bölgeleri için alt iletişim stratejileri uygulanacaktır. Dış ve iç pazara yönelik yurt dışındaki paydaşlarla turizm sinerjisi oluşturulacaktır.

12.     Kamu ve özel sektör işbirliği ile tüm limanların birbiriyle entegrasyonuyla ticaret hacminin sağlıklı bir şekilde ivmelenmesi sağlanacaktır.

13.    Başta AB üyesi ülkeler olmak üzere yoğun ticaret yaptığımız ülke ve bölgelerle yeknesaklığın sağlanması amacıyla, bütünsel yaklaşım sergilenecek ve tek pencere sisteminin uygulanması tesis edilecektir.

Enerji

1.    Karbon emisyonuna neden olmayan doğayla uyumlu enerji üretimi desteklenecektir.

2.    Enerji yatırımları ekonomik ve ekolojik maliyetleri optimize edilecek şekilde, yerel üretim ve yerel tüketim ilkesi göz önüne alınarak planlanacaktır.

3.    Yenilenebilir enerji yatırımlarında verimliliği artıran desantralize üretim teşvik edilecek, üretim alanıyla iç içe kurulan doğa dostu enerji yatırımlarına hibe ve kredi desteği sağlanacaktır.

4.    Hane ve çatı ölçeğinde topluluk enerjisi üretimini destekleyen yasal düzenlemeler güçlendirilecektir.

5.    Enerji verimliliği ve tasarruf çalışmaları teşvik edilecek ve desteklenecektir.

6.    Elektrik ve doğalgaz dağıtım şirketleri stratejik önemleri nedeniyle kamulaştırılacaktır.

7.    Enerji verimliliğini artırmak ve doğa ile uyumlu enerji üretimi potansiyellerinin geliştirilmesi için enstitüler ve üniversitelerde araştırma ve geliştirme merkezleri kurulması sağlanacaktır.

8.    Maden ve mineral kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması ve sanayiye sunulması için ulusal madencilik stratejisi hazırlanacaktır.

(Bir Sanayici, Tüccar ve Esnaf grubu delegesinin şerhiyle kabul edilmiştir.)

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir