DEVA PARTİ LİDERİ BABACAN 28 ŞUBAT MESAJI İDDİALARI:  İKTİDAR PARTİSİ MENFAAT ÇETELERİYLE DOLMUŞ

DEVA PARTİ LİDERİ BABACAN 28 ŞUBAT MESAJI İDDİALARI:  İKTİDAR PARTİSİ MENFAAT ÇETELERİYLE DOLMUŞ

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AK Parti’nin 28 Şubat’ın 28. yıl dönümünde menfaat şebekeleri tarafından sarıldığını iddia etti.

28 Şubat’ın 28. Yıl dönümünde bir vasın açıklamasıyla iktidar partisi AK Partiye yüklenen çeşitli iddialarda bulunan DEVA Parti Genel Başkan Ali Babacan, “O 2001 ruhunu kaybettiler. 2001 ruhu neydi? Millete hizmet aşkına hapislerde yatmayı göze almaktı. 28 Şubat’ın baskısıyla 2001 krizinin getirdiği o iklimi aşma mücadelesiydi. İnanın çok üzülüyorum, büyük bir camianın hayalleri yıkıldığı için çok üzülüyorum.” Dedi.

Yeni Yol grubunda konuşan Babacan, Türkiye’nin dört bir yanında kirasını ödeyemediği için sokağa atılan vatandaşların olduğunu belirterek, iktidarın alın teriyle konut satın almayı imkânsız hale getirdiğini söyledi. Emlak Konut’un aylık 60 bin liraya konut kampanyası düzenlemesini ‘utanmazlık’ olarak nitelendiren Babacan, konut temininde arsa paylarının yüksek olduğuna dikkat çekerek, iktidar ve muhalefetin imar rantlarında kazan-kazan ilişkisi içerisinde olduğunu dile getirdi.

“’28 Şubat 1000 yıl sürecek’ diyerek üste çıkıp alttakini ezmek isteyen darbeci zihniyeti unutmadık”

“28 Şubat demokrasi tarihimizin kara bir lekesidir. Yaşananlar dün gibi aklımızda. Biz o günleri unutmadık unutmayacağız da… Gücünü tankların paletinden alan vesayet odaklarını unutmadık.Milleti küçümseyerek milli iradeyi yok sayanları unutmadık. Sadece ve sadece dini inancının gereği olduğu için başını örtenlere yapılan muameleyi unutmadık. Kadınlara uygulanan ayrımcılığı, zorbalığı unutmadık. ’28 Şubat 1000 yıl sürecek’ diyerek üste çıkıp alttakini ezmek isteyen darbeci zihniyeti unutmadık.”

“28 Şubat’tan yıllar geçti, baskıcı anlayış geri geldi”

“Ancak her türlü tehdit ve baskıya karşı dimdik ayakta duran, gerçekten zor bir mücadele veren Necmettin Erbakan Hocamızı da unutmadık! Yarın ahirete irtihalinin 14. yıl dönümü… Kendisini saygıyla, rahmetle anıyorum. O günkü sözlerinden şu alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum: ‘O devir kapanmıştır artık; anarşik olayları bahane ederek, benim istediğim gibi düşüneceksin oyunu sökmeyecektir. Bunu mutlaka sağlayacağız. Bu memlekette ben böyle düşünüyorum deme hakkı olacaktır. Bütün batı memleketlerindeki fikir hürriyeti kadar hürriyet Türkiye’de de olacaktır.’ İşte böyle demiş, yıllar önce böyle demiş… Rahmetli Erbakan’ın sözlerini söylüyorum şu anda, mekânı cennet olsun. Ne acı ki o gün söyledikleri, bugün içinde bulunduğumuz şartlarda da aynen geçerli. İktidarı eleştirenin vay haline! Fikir beyan ettiler diye iş dünyasına yargı sopası göstermiyorlar mı? Demokrasi, hukuk, insan hakları ayaklar altında değil mi Türkiye’de? Farklı düşünüyor diye gazeteciler, iş insanları tutuklanmıyor mu?”

“AK Parti’nin kurulduğu 2001 ruhunu kaybettiler”

“Evet arkadaşlar, AK Parti’nin kurulduğu o 2001 ruhunu kaybettiler. 2001 ruhu neydi? Millete hizmet aşkına hapislerde yatmayı göze almaktı. 28 Şubat’ın baskısıyla 2001 krizinin getirdiği o iklimi aşma mücadelesiydi. İnanın çok üzülüyorum, büyük bir camianın hayalleri yıkıldığı için çok üzülüyorum. İşte 2 gün sonra 28 Şubat… Bir dönem koca bir nesle bir ideal, bir ruh kazandırma iddiasıyla yola çıkan AK Parti, 28 Şubat’ın 28. yıl dönümünde menfaat şebekeleri tarafından sarılmış durumda. Üzülerek söylüyorum 28 Şubat’tan 28 yıl sonra davası için yola çıkanların değil yolunu bulmayı davası haline getirenlerin yığıldığı bir adres oldu.”

“Çıkar için duruşlarını değiştirenlere inat buradayız!”

“Bakın arkadaşlar, bu iktidar haklı olmaktansa gücü kullanmayı tercih ediyor. Bunlar ülkedeki her türden sorunun tartışma zeminini, yargıyı kullanarak yok ediyorlar. Bu ülkeyi, fikrî bir çöle çevirmeyi adeta hedef olarak seçmişler. Fakat, istedikleri kadar güçleri olsunlar, haklı olan hakkından vazgeçer mi? Üniversite kapılarından alınmayanlar haklarından vazgeçti mi? Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılananlar, bir gece vakti ansızın evi basılanlar hakkından vazgeçti mi? Güçlü karşısında haklı olanlar hiç vazgeçti mi? Biz de vazgeçmeyeceğiz arkadaşlar!Ayrıştıranlara inat, buradayız! Çıkar için duruşlarını değiştirenlere karşı inat buradayız! Yolunu bulmak için görüşlerini değiştirenlere inat buradayız! Bu ülke, çok büyük ve çok güzel bir ülke.İnşallah birlikte, hep beraber kazanacağız, kadınlarla, gençlerle beraber kazanacağız. Bu ülkede kadınların fırsat eşitliği içinde yaşadığı, hem eğitimde hem iş hayatında eşit haklara sahip olduğu bir ülke için çalışacağız. Kadınların sokakta güvenle yürüyebildiği, her an başıma bir iş gelir mi diye korkmadığı bir Türkiye için çalışacağız. Kadın cinayetlerinin artık yaşanmadığı, kadınlara gereken saygı ve değerin verildiği bir ülke için çalışacağız ve gençlerimizin yarınları için ama aynı zamanda gençlerimizin bugünleri için çalışacağız.”

“İnsanlar sokaklara atılıyor; Sayın Erdoğan haberiniz var mı?”

“Çözümü bir saniye bile geciktirilemeyecek büyük bir sorunumuz var. Buradan haykırıyorum, iktidarı acilen çözüme davet ediyorum. Türkiye deprem tehdidi altında. Bugün olur, yarın olur deprem her zaman gündemimizde arkadaşlar. Deprem ‘İstanbul’da geliyorum’ diyor, ‘Bingöl’de geliyorum’ diyor, onlarca şehrimiz deprem tehdidi altında. Deprem riskinin az olduğu illerde dahi, vatandaşlarımız en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını artık karşılayamıyor. Bu ülkede insanlar ev alma hayalini kuramıyorlar. Bu ülkede insanlar kiralarını ödeyemiyor, sokaklara atılıyor. Sayın Erdoğan ve iktidar çevrelerine seslenmek istiyorum. Bilmiyorum duyuyor musunuz? Haberiniz var mı? Ama şimdi açın kulağınızı, iyi dinleyin: Şöyle bir haberleri beraber okuyalım: ‘Edirne’nin Yeniimaret Mahallesi’nde kirasını ödeyemediği için evden çıkarılan aile, 4 gündür sokakta yaşıyor.’ Bir başka haber Kayseri’den; ‘Sarız İlçesi’nde 34 yaşındaki bir anne, kirasını ödeyemediği için 2 çocuğuyla birlikte sokakta kaldı.’ Başka bir haber Antalya’dan; ‘Muratpaşa ilçesinde yaşayan 39 yaşındaki tekstil işçisi kira ödemekte zorlandığı için 2 çocuğuyla birlikte evden çıkarıldı.’ Evet arkadaşlar tablo bu. ”

“Türkiye’yi, kirasını ödeyebilenin kendisini şanslı hissettiği bir ülke haline getirdiniz”

“Sayın Cumhurbaşkanı, bunları duyuyor mu acaba? Görüyor mu? Türkiye’yi, kirasını ödeyebilenin kendisini şanslı hissettiği bir ülke haline getirdiniz. Kiramı ödüyorsam ben şanslıyım… En temel ihtiyaçlar olan karın doyurmayı, barınmayı lüks hale getirdiniz. Peki, çözümünüz nerede? Çözümünüz yok. 2025’i Aile Yılı ilan ettiniz. Sayenizde gençler, maaşlarıyla ancak ailelerinin ev kirasına destek olabiliyorlar. Evlenip kendilerine ayrı bir aile kuracak imkanları yok şu anda.Durum böyle. Peki çözümünüz var mı diye soruyorum iktidara? Yok. Emeklilerden şanslı olanlar çocuklarının evine yerleşebiliyorlar çünkü muhtaçlar. İmkânı olmayanlarsa kiralarını ödeyemedikleri için sokağa atılıyorlar. Çözümleri var mı? Yok. Vatandaşın derdi iktidarın umurunda değil arkadaşlar. Halktan, milletten, toplumdan koptular.”

“Bunlar Türkiye’de alın teriyle, bilek gücüyle çalışarak ev almayı imkânsız hale getirdiler”

“Bir de insanlarla dalga geçer gibi müjdeler veriyorlar. Emlak Konut’un Kazançlı Yatırım diye bir kampanyası… Görüyorsunuz değil mi? Bu görsel kendi web sitelerinden. Ne diyor? ‘İhtiyacı olana konut’ demiyor, ‘Altının varsa’ diyor, ‘Bankada paran varsa’ diyor ya da ‘Dövizin varsa gel konut al’ diyor. Kendi reklam kampanyaları; 6 milyon liralık bir ev için ayda 61 bin 698 TL’den başlayan taksitlerden bahsediyor. Ben şimdi sizlere soruyorum: İstanbul’da konfeksiyon atölyesinde çalışan bir işçi kardeşimiz aylık maaşıyla bu taksiti ödeyebilir mi? Antalya’da görev yapan bir polis arkadaşımız aylık maaşıyla 60 bin lira taksitini ödeyebilir mi? Zaten fotoğraflar ortada, kimlerin ödeyeceğini gösteriyor, kendi kampanyaları. İzmir’de yaşayan bir öğretmenimiz aylık maaşıyla 60 bin lira taksit için kenara para koyabilir mi? Cevabı siz veriyorsunuz. Bir de yandaş basının manşetlerine bakın! Utanmadan! Topu topu 4 bin küsür konut. 25 tane proje, artık elde kalan projeler midir kimin projeleri belli değil… Bunlar anlaşıyorlar, 25 firmayla yapıyorlar bu kampanyayı. ‘Ev sahibi olmak isteyene cazip fırsat.’ ‘Konut sorununa neşter atıyoruz.’ Manşetlere bakın ya… Arkadaşlar yok, diyorum ya… Bunlar artık Türkiye’de alın teriyle, bilek gücüyle çalışarak ev almayı imkânsız hale getirdiler.”

“’Ucuza arsa üretelim’ demiyorlar, hemen rant gözlüklerini takıyorlar”

“Konut meselesinde çözüm burada bakın. İnanın birkaç dakikada özetleyeceğim size. Çok basit. Sayın Cumhurbaşkanı, bakanlar, bürokratlar burayı iyi dinleyin. Gerekirse bu konuşmayı izlerken durdur düğmesine basın, not alın. Konut sorununun çözümü burada. Kâğıt kaleminiz hazırsa anlatıyorum. İktidar için değil ha, bu ülkenin gençleri için, konut sorunu yaşayan herkes için anlatıyorum. Bir! Hızlı bir şekilde bol ve ucuz arsa üreteceksiniz. Arkadaşlar bakın bu işi iyi yapan ülkelerde bir konutun arsa payı yüzde 30,35’tir. Türkiye’de bu oran ortalama yüzde 50’dir. Yani 5 milyona bir daire aldığınızda bunun 2 buçuk milyonu arsa payıdır. Niye arsa bu kadar pahalı? Çünkü mesele imar geçirmeyse, emsal değiştirmeyse, plan dip notlarıyla oynamaysa, bunlar hemen rant gözlüklerini takıyorlar. Bu işleri yaparken ‘Ucuza arsa üretelim’ demiyorlar. ‘Kime ne kadar rant sağlayacağız’ hesabını yapıyorlar.”

“Öyle imar değişiklikleri var ki ana muhalefet ve iktidar beraber”

“Ve inanın burada da iktidar muhalefet fark etmiyor. Öyle imar değişiklikleri var ki ana muhalefet iktidar beraber, oy birliğiyle yapıyorlar. Çünkü kazan-kazan… Biz diplomasi de kazan-kazanı biliriz de ama bunlar imar konularında da sürekli kazan-kazanı oynuyorlar. Siz hızlı bir şekilde arsa üretin; hızlı bir şekilde ev için, daire için arsaları üretin, görün arsa nasıl ucuzlayacak ya. Bakın şöyle bir Eskişehir yoluna bakın, dümdüz arazi değil mi? Şuradan çıkın Polatlı, Sivrihisar, Eskişehir dümdüz arazi. Dümdüz araziye raylı sistemi ucuza yapın. Hızlı bir şekilde arsa üretin, insanlara ucuza arsa sağlayın. Neredeyse inşaat maliyetine bu insanlar konut sahibi olacak ya. İnanın bu kadar basit. Yok öyle yapmıyorlar… Tatlı tatlı, yavaş yavaş üretelim arsayı diyorlar. Çünkü hızlı gidersek arsalar ucuz olacak, kazanan biz olmayacağız. Diyoruz ki biz ‘Kazanan vatandaş olacak, bizim derdimiz o değil’ diyorlar. Kazan-kazana oynayanlar bu işi yapıyor.”

“6 ayda kurarız. 12. ayda Türkiye’ye harıl harıl milyarlarca dolar para akmaya başlar”

“Hatırlayalım, bir hızlı ve ucuz arsa üretmek… Bunun maliyeti de yok ha… Düzenleme yapıyorsun, kimseye de para da ödemiyorsun. Tarla hazır, yapıyorsun arsa. Bu kadar basit. İki, Konut Finansmanı Kurumu. Namı diğer, KFK. Türkiye’ye konut üretimi için milyarlarca dolar kaynak oluşturacak Konut Finansmanı Kurumuna hemen harekete geçirmek gerekiyor. Bakın bu işi bilenler için inanın kolay. Biz 6 ayda kurarız. 12. ayda Türkiye’ye harıl harıl milyarlarca dolar para akmaya başlar. Yastık altı, kiralık kasa hepsi akar Türkiye’ye… İnanın çok basit ya. Şu anda Türkiye ‘in elindeki en sağlam alacak kategorisi konut kredisidir arkadaşlar. Ne yapıyor bankalar? Ellerindeki alacakları Konut Finansmanı Kurumuna veriyor. Sağlam, arkasında gayrimenkul var, teminatı var, en sağlam varlığıdır bankaların… Bu Konut Kredisi Kurumu o varlıkların üzerine finansal enstrümanları oluşturuyor, içerde dışarda standartlaştırılmış sağlam finansal enstrüman olarak yatırımcılara arz ediyor. Para yatırımcılardan Konut Finansmanı Kurumuna geliyor, Konut Finansmanı Kurumundan da bankalara… Bankalardan da vatandaşa…”

“Bilhassa gençlere söz veriyorum; barınma sorununu çözeceğiz”

“İnanın bunlar ışık hızıyla gerçekleşecek işlemler ha. Hiç yapmasak etmesek diyeceksiniz ki ya nasıl gerçekleşecek? Işık hızıyla gerçekleşecek. Evet arkadaşlar kolay ama bilene kolay. İş bilenin kılıç kuşananın. Biz bu ülkeyi gençlerin umut dolu olduğu bir ülke haline yeniden getirmek için yola çıktı. Ancak önce güven lazım güven… Bunlar güveni bozdu, güvenilir bir iktidar olma sıfatını kaybettiler. Onun için olmuyor, onun için yürümüyor. Pek, güven için ne lazım? Önce hukuka, adalete riayet etmek lazım. Bu iktidar yapamayacak ama biz yapacağız. Buradan bilhassa gençlere söz veriyorum. Yarınlardan hiç endişeniz olmasın gençler. Söz veriyorum, barınma sorununu çözeceğiz. Siz derslerinizi çalışın, sınavları geçin, gerisi bizde. Yarınlarından ümidini kesmiş, nasıl evleneceğim diyen herkese sesleniyorum, kiralarını ödemekte güçlük çeken ailelere sesleniyorum. Çalışan, üreten herkese, emeklilerimize sesleniyorum: Başınızı sokacağınız, taksitlerini kolayca ödeyeceğiniz bir ev, hayal olmayacak Türkiye’de. Bunu gerçekleştireceğiz.”

“Artan gıda fiyatlarını kontrol altına alamıyorlar; milletten fedakârlık istiyorlar”

“Değerli arkadaşlar iki gün sonra Ramazan ayına giriyoruz. Şimdiden Ramazan ayınız mübarek olsun, hayırlı olsun diyorum. Paylaşmanın, dayanışmanın en güzel zamanıdır Ramazan. Ancak bugün, vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti markete çıktığında alışveriş torbaları bomboş görünüyor. O eski, canlı, dolu ramazan sofraları şimdi maalesef cılız. Milletten sürekli fedakârlık istiyorlar, sabır istiyorlar ama emeklimiz, asgari ücretlimiz fitreye, sadakaya, zekâta muhtaç hale geldi.”

“Türkiye’de gıda enflasyonunu düşürmenin yolu çiftçiye destek vermekten geçiyor”

“Bakın, defalarca söyledik, Türkiye’de gıda enflasyonu bu kadar yüksekse faizi artırarak siz bunu çözemezsiniz. Faizi artırdım et fiyatı düşecek, süt fiyatı düşecek, meyve, sebze fiyatı düşecek. Ya bu nasıl işleyecek bir anlatın ya… Faiz artınca daha yüksek faiz ödemek zorunda kalan çiftçimize bir anlatın da göreyim bunun muhasebesi nasıl işliyor? İnanın bilmiyorlar ya… İnsanların gelirini kısarak gıda enflasyonunu önleyemezsiniz. Faizleri artırarak, et süt sebze meyve fiyatlarını düşüremezsiniz. Türkiye’de gıda enflasyonunu düşürmenin yolu çiftçiye destek vermekten geçiyor. Çiftçimizin elektriğini, mazotunu uygun şartlarda temin edeceksiniz. Yeminin, gübresinin tam yarısını devlet ödeyecek. Hesabını yaptık, gayet basit, bu bütçeye rahatlıkla sığar bu. Ve sulama yatırımlarının bir önce bitireceksiniz, 5 yılda mümkün arkadaşlar. 5 yılda projesi hazır olan bütün sulamaların barajıydı, göletiydi tamamlanması mümkün Türkiye’de. Bakın o zaman verim nasıl artıyor…”

 

 

Bunları da sevebilirsiniz