Bebekler Uyurken Susulur, Ölürken Değil!
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık İş Sendikası) ’ndan Sert Tepki : Yenidoğan Bebek Ölümleri Skandalı
Genel Sağlık-İş Sendikası, Türkiye’nin gündemini sarsan yenidoğan bebek ölümleriyle ilgili çarpıcı bir basın açıklaması düzenledi. İzmir’de Konak ilçesi SGK İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, yaptığı konuşmada hükümetin sağlık politikalarını ve bu politikaların yol açtığı sonuçları sert bir şekilde eleştirdi. Uğur, bebek ölümleriyle ilgili skandalın sorumlularının yargılanması gerektiğini belirtti.
Yenidoğan Çetesi ve Bebek Ölümleri
Konuyla ilgili olarak Derya Uğur, açıklamasında, “Cumhuriyet tarihinin en büyük skandalı” olarak nitelendirdiği olayda, “yenidoğan çetesi” olarak adlandırılan bir grubun, ailelerin ve sağlık çalışanlarının güvenini suistimal ederek haksız kazanç sağladığını söyledi. Uğur, bu çetenin, bebekleri ihmal değil, kasıtlı olarak öldürdüğünü vurguladı.
Uğur’un açıklamalarına göre, dönemin İl Sağlık Müdürü ve şu anki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bebek ölümlerinden haberdar olmasına rağmen gerekli adımları atmadı.
Uğur, Bakan’ın skandalın kamuoyuna yansımasından sonra yaptığı açıklamalarda çeteyi savunur bir tutum sergilediğini ifade ederek, “Bakan, bebek ölümlerine dair gerçek adımlar atmamakla kalmadı, çetenin amacının bebekleri öldürmek olmadığını, sadece haksız kazanç sağlamak olduğunu dile getirdi.” Dedi.
Sağlık Bakanı’nın Sorumluluğu
Uğur, Bakan Memişoğlu’nun 18 aydır bebek ölümlerinden haberdar olmasına rağmen, sorumluluğu altındaki hastanelerde denetim yapmadığını ve bu ihmalkarlık nedeniyle skandalın bu boyuta ulaştığını ifade etti.
Bakanın, hem sağlık hizmetlerinde en yetkili makam olarak hem de bir hekim olarak bu durumu nasıl görmezden geldiğini sorgulayan Uğur, “Bebeklerin öldürülmesine seyirci kalan Bakan, bu durumu nasıl vicdanına sığdırabiliyor?” Diye sordu.
“Bebekler Uyurken Susulur, Ölürken Değil!”
Sağlık Politikalarına Eleştiri
Uğur, hükümetin sağlıkta dönüşüm politikalarını da sert bir dille eleştirdi. Kamu sağlık hizmetlerinin özel sektöre yönlendirilmesi ve özel hastanelerin teşvik edilmesi sonucunda sağlık hizmetlerinin niteliğinin düştüğünü belirten Uğur, bu süreçte toplumun çaresizlikle karşı karşıya bırakıldığını dile getirdi.
Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Uğur, sağlık çalışanlarının zaten ağır iş yükü ve şiddet tehdidi altında görev yaptıklarını hatırlatarak, mevcut koşulların sağlık sistemini daha da kötüleştirdiğini vurguladı.
Uğur, “Bebeklerine gerekli tıbbi müdahaleyi yaptıramayan ailelerin kaybettikleri evlatlarının hesabını kim verecek?” diye sorarak sorumluluğu olan herkesin yargılanması gerektiğini belirtti.
ANKARA’DA DA EYLEM VARDI
Konfederasyonun Birleşik Kamu İş ve bağlı bulunduğu sendikaların Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve il temsilcileriyle beraber Ankara Adliyesi önünde, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde yaşanan bebek ölümleri hakkında basın açıklaması düzenlendi. Sendikanın Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur ve Genel Hukuk ve TS Sekreteri Yalçın Çiftçi de açıklamada yer aldı.
Konfederasyonun Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ’ın basın açıklaması ise şu şekilde:
Cumhuriyetin sağlıktan eğitime, eşit yurttaşlıktan özgürlüklere kadar tüm kazanımlarını tahrip eden AKP’nin yerine rant ve liyakatsizlikle inşa ettiği ‘Yeni Türkiyesi’nin “daha beteri olamaz” dediğimiz her olayın ardından daha da vahim olayların peş peşe yaşandığı bir korku filmi platosu olduğunu ‘Yenidoğan Çetesi’ skandalı bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Yeni doğmuş yavruları, şebekelerine dahil olan özel hastanelere sevk edip, SGK’dan para koparmak uğruna bu bebeklere ilaçlar veren, canlarına kıyan bu çete, sistemdeki çürümeyi hepimizin yüzüne bir tokat gibi çarpmıştır.
“Siyasi İktidar Geri Adım Atmalı”
Genel Sağlık-İş Sendikası olarak, davanın takipçisi olacaklarını ve sorumluluğu olan herkesin yargılanması gerektiğini vurgulayan Uğur, hükümeti kamucu sağlık politikalarına geri dönmeye çağırdı. Özel hastanelerin zenginleşmesini sağlayan mevcut uygulamaların son bulması gerektiğini belirten Uğur, her yurttaş için ücretsiz, nitelikli ve eşit sağlık hizmetlerinin sağlanmasını talep etti.
Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Uğur, sendika olarak bu skandalın peşini bırakmayacağını ve hukuki sürecin takipçisi olacağını bir kez daha duyurdu.
Basın açıklaması sloganlar eşliğinde sona erdi.