
Memur, Emekli, İşçiler:TÜİK’in Enflasyon Verileriyle Sabit Ücretliler Fakirleşiyor mu?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı Haziran ayı enflasyon verileri, kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. TÜİK, aylık enflasyonu yüzde 1,37, yıllık enflasyonu ise yüzde 35,05 olarak açıklarken, Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, memur, işçi ve emeklilerin bu hesaplamalarla her geçen gün daha fazla yoksullaştığını savundu.
Doğruyol, açıklanan artışların zam değil, enflasyon kaynaklı kayıpların karşılanması olduğunu belirterek, “Ancak ne yazık ki bu kayıplar dahi telafi edilememiştir. Alım gücü her geçen gün daha da düşmektedir” dedi.
Alternatif enflasyon verileriyle TÜİK arasında büyük fark olduğuna da dikkat çeken Doğruyol, Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) haziran enflasyonunu aylık yüzde 3,05, yıllık ise yüzde 68,68 olarak açıkladığını hatırlatarak “Bu oran TÜİK verilerinin iki katıdır. Böyle bir durum bilimsel gerçeklerle bağdaşmamaktadır” ifadelerini kullandı.
TÜRK-İŞ’in Haziran 2025 verilerine göre açlık sınırının 26 bin TL, yoksulluk sınırının ise 85 bin TL’ye ulaştığını hatırlatan Doğruyol, “Bu rakamlar ışığında memurlar yoksul, emekliler ve asgari ücretliler ise açlık sınırının altındadır” diye konuştu.
Doğruyol, ayrıca doğalgaza yapılan zamların haziran enflasyonuna dahil edilmemesini, akaryakıttaki geçici indirimlerin ise istatistiksel manipülasyon yaratmak için kullanıldığını öne sürdü. “Toplu sözleşmeler TÜİK’in inandırıcılığını yitirmiş verilerine göre yapılmamalıdır. Sabit gelirlilerin maaşları her ay gerçek enflasyon oranında artırılmalıdır” diyen Doğruyol, memurlar için vergi diliminin de yüzde 10’da sabitlenmesi gerektiğini vurguladı.
Enflasyonun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi gelişmelerden kaynaklı piyasa güvensizliğinden de beslendiğini savunan Doğruyol, “Düşük gelirli vatandaşın yaşadığı reel enflasyon TÜİK’in açıkladığı rakamların çok üzerindedir. Bu adaletsiz sistemin artık düzeltilmesi gerekiyor” diyerek çağrısını yineledi.
İlk yorum yapan olun