URLA’DA GÜNDEM: ATIK TOPLAYICILARI

Çevre konusunun 7. öncelikli alanı olmasıyla beraber konuya daha da ağırlık veren ve yaklaşık 10 yıldır bu alanda pek çok çalışma yürüten Urla Rotary Kulübü çevrenin korunmasında bu kez geri dönüşümün önemi konusunu masaya yatırdı. Bu alanda yürütülecek olan belli başlı çalışmalara başlamadan önce Kulüp Başkanı Gökhan Aksoy ve üyeler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Atık ve Geri Dönüşüm Sanayi Sektör Meclis Üyesi Ergin Erdinç’i “Atık Toplayıcılarının Yaşam ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi” konusuyla kulüp toplantısında ağırladı.

Türkiye’de artan nüfusla beraber oluşan çevresel kirliliğinin ülkenin refah düzeyi ve sağlığını olumsuz etkileyen bir faktör haline gelmesiyle beraber geri dönüşümün önemini arttı. Urla Rotary Kulübü bu alanda fayda sağlayan atık toplayıcılarının önemine ilişkin konuyu gündeme taşıdı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Atık ve Geri Dönüşüm Sanayi Sektör Meclis üyeliğini yürüten Ergin Erdinç sokak toplayıcılarının aslında ne kadar önemli bir toplumsal görevi yerine getirdiğini ve süreç doğru yönetildiğinde toplumsal anlamda sağladığı çok sayıda faydayı anlattı. Ergin, “Aslıda bu sokak toplayıcıları dediğimiz kesim gölge insanlar. Hepimiz bunları görüyoruz ama kim olduklarıyla ilgilenmiyoruz. Bunlar bizim yaşantımızda suçlu değil ekmeğini emekleriyle kazanmaya çalışan insanlar. Günübirlik çalışıyorlar ve hasta olmadıkları çalışabildikleri gün evlerine ekmek götürebiliyorlar. 1993 yılında Çevre Bakanlığı kuruldu. Yaklaşık bu 30 yıllık süreç içerisinde sokak toplayıcılarını biz herhangi bir bürokratik sistem içinde tanımlayamadık. Hatta bunlarla mücadele edilmesi gereken insanlar olarak gördük yani Çevre Bakanlığı’nın bakış açısı bu merkezdeydi. Daha sonra 2022 yılının Mart ayında çıkartılan bir genelgeyle sokak toplayıcıları artık kendilerini bir meslek sahibi olarak görmeye başladılar. Yani bu ne demek bugüne kadar hep geçici bir iş olarak görülen sokak toplayıcılığı Bakanlığın bu sistemiyle artık bir meslek haline geliyor. Dolayısıyla sürekliliği ve düzenliliği olmayan bir konudan sürekli ve düzenli bir işe doğru evriliyor. Sokak toplayıcılarını bir düzen altına sokmak çok güzel bir şey fakat bu konuyu bir bütünlük içinde ele aldığımızda nasıl bir sistematik yapının oluşması gerektiğiyle ilgili de Çevre Bakanlığı bir genelge çıkarttı ve sokak toplayıcılarını bir bilgi sistemi tarafından kayıt edilmesini istedi. Yani bu süreçte artık sokak toplayıcılarını görmek istediğimizde ne olması gerekiyor. Bununla ilgili mesleki statüye girmesi için önce sokak toplayıcısı Belediyeye gidip müracaat ediyor. Ben burada sizin belediyenizin sınırları içerisinde sokak toplayıcılığı faaliyetini yapmak istiyorum diyor arkasından ilçe belediyesi bu kaydı alıyor güvenlik soruşturması için ilgili emniyet birimine polis veya jandarmaya yönlendiriyor. Onlar bu kişinin güvenlik bilgi taramasını ve sabıka kayıtlarını inceliyorlar herhangi bir olumsuzluk yaşanmazsa ilgili ilçe belediyesine herhangi bir olumsuzluk rastlanmadı diye rapor veriyorlar. Ondan sonra da ilgili ilçe belediyesi bakanlığın kendine verdiği şifre ile sokak toplayıcısına ait konuyu sistemine giriyor ve artık o sokak toplayıcısı tanımlamasının ardından ona bir kimlik vererek kendi ilçe sınırları içinde sokak toplayıcısı yapabilme kabiliyeti kazandırıyor ama bu konu bu kadar basit değil. Neden çünkü bunların bir sistematik içinde ve olabildiğince bir düzene tabi tutulması lazım. Yani bunun sayısında bir kısıtlama olacak mı? Toplayanlar hangi sokaklarda toplayacak? Kılık kıyafet, işin sürdürülebilirliği, işin standartları gibi bir takım düzenlemeler olacak mı diye sorduğumuzda yada topladıklarını nereye sevk edecekler nereye satacaklar paralarını nasıl tahsis edecekler dediğimizde Bakanlığın bir çözüm bulmadığını ve bununla ilgili bir konu önermediğini görüyoruz. Bu konuda çözümü olduğu gibi ilçe belediyelerine ve ilçe belediyelerinin alacağı meclis kararına bırakıyorlar. Ancak ilçe belediyeleri de bakanlığa bakıyor. Herkes için şu anda biraz muallakta kalan bir konu gibi çözülüyor. Bizde bir miktar sorun olan bu konuyu sokak toplayıcılarının yanında olarak nasıl çözebiliriz? Bunların yaşam ve hayat standartlarını nasıl artırabiliriz diyerek konuyu doğrudan çözüm bulan bir anlayışla yaklaşıyoruz.” Diye konuştu.

Ergin Erdinç sistemin oturduktan sonra sağlayacağı fayda için de şunları söyledi: “Öncelikle atık toplama işiyle ilgili belediyelerin temizlik işleri bütçesinde bir azalma olacaktır. Belediyelerin temizlik içleri bütçesi belediyelerin yüzde 20 ile yüzde 25’ini oluşturur. Eğer sokak toplayıcıları burada geri dönüştürülebilir ambalaj atıkları ayrı olarak toplarsa yüzde 30-40’a yakın bir atığı sokak toplayıcıları toplayacak ve belediyenin temizlik işlerine yaptığı operasyon maliyetlerinin üzerinde yaklaşık bir 25-30 arasında bir azalma sağlayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi özelinde İzmir’de günde 4 bin-4 bin 500 ton atık çıkar ve bunlar gömüye gider. Burada yaklaşık 800 ton ile günlük bin ton arasında bir atık azalmasına neden olur. Bu Büyükşehir Belediyesinin atık bertaraf çalışmaları için de bir avantaj sağlar. İkinci konu yurt dışından biz her yıl atık ithal ediyoruz. Burada yaşadığımız şöyle bir süreç var. Biz para vererek çöplerimizi atık olarak gömüyoruz ve yine para vererek biz yurt dışından atık ithal ediyoruz. Türkiye yaklaşık olarak yılda 5 milyon ton gibi bir atık ithal eder. Bu atıkların çöpe gitmemesi halinde bizde yaklaşık 4 milyon ton gibi kendi çöpe gömdüğümüz atıkları kazanma imkanımız vardır. Bu da bizim yurt dışına atık ithal etmek için verdiğimiz paranın azalması anlamına gelir. Bu da ikinci faydasıdır. Şimdi üçüncü konuya gelelim. Biz atık konusunda bunu bulamazsak orijinal hammaddeyi işleriz. İşte ne yaparız ya ağaç keseriz yada maden ocakları açarız. Orada geri dönüşümden alacağımız çalışmayı madencilik çalışmaları ile doğadan alırız. O zaman geri dönüşümlü ürün yaparsak buna da ihtiyacımız kalmaz. Böylece doğada ve madencilik çalışmalarında yaptığımız faaliyetleri de azaltmış oluruz. Bu üçüncü fayda… Dördüncü fayda halk sağlığı açısından tek bir kaynakta toplama açısından vatandaşlar çöpü hep aynı yere atıyor. Çünkü bizde belediyeler atıkları sokak toplayıcıları topluyor diye ayrı yerlere koymuyorlar. Bunları ayrı koyduğunuzda vatandaş ayrı atacak ve sokak toplayıcısı da bunu karıştırmayacak. Sokak toplayıcısı çöpün içinden bunu karıştırmadığında bunun sonunda biz hijyen ile ilgili konuda tedbir almış olacağız. Çünkü sokakta çöpleri karıştıran insanlar da halk sağlığı açısından bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bu da toplum ve halk sağlığı yönünden dördüncü faydamız olacak. Beşinci konu ise şöyle… Hırsızlık olaylarında gözlem yapmak bunla ilgili keşif yapmak için de bu durum kullanılabiliyor. Çuvalların içinde ne olduğunu bilinmediği ve çalınan malların taşınmasında bunu örtmek için kamufle etmek için kullanabiliyorlar. Eğer hangi sokakta kimin çalışacağı belli olursa bunlar fahri bir bekçi gibi çalışacak ve hırsızlık olaylarının azalması emniyet tedbirlerinin artması olarak karşımıza çıkacak.” Diye konuştu.

Urla Kulüp Başkanı Aksoy ise yürüttükleri çok değerli çalışmalar ve verdiği değerli bilgiler için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Atık ve Geri Dönüşüm Sanayi Sektör Meclis Üyesi Ergin Erdinç’e teşekkür ederek, “Toplumumuzun en alt kademesini oluşturan çöp toplayıcıları hepimizin kanayan yarasıdır. Bu kesimin sosyal güvenliğinin sağlanması, meslek tanımının yapılması ve en önemlisi sağlık güvenliğinin oluşturulması gereklidir. Eğer ki toplumun bu kesiminin sosyo-kültürel seviyesi yükselecek olursa bu kazanım birleri için bir kazanç olacaktır. Toplumsal kalkınma ve gelişme açısından en alt toplum kesiminin kalkınması bir skala görevi göreceği için ülkemizin gerçek marka değeri ortaya çıkacaktır. Biz Rotaryenler olarak bu bilinçle konuyu önemsemeli ve toplumsal duyarlılık-farkındalık için çalışmalar yapmalıyız.” Şeklinde konuştu.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir