KUTLU DOĞUM HAFTASI ETKİNLİKLERİ BAŞLADI: KAİNATIN KİTABINI ALEME OKUTAN MUALLİM

Prof. Dr. Niyazi Beki: “Hz. Peygamber’in doğumu, kâinat kitabını insanlığa okutan bir muallimin doğumudur.”

Kainatın efendisi sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in doğumu olan Nisan ayında her yıl kutlanan ‘Kutlu Doğum Haftası’  etkinlikleri başladı.

14-20 NİSAN KUTLU DOĞUM HAFTASI: Sevgili Peygamberimizin dünyaya teşrifleri Rebiülevvel Ayı’nın 12. gecesidir. Miladi 20 Nisan 571 Pazartesi ki buna ”Mevlid-i Neb-Kutlu Doğum” denir.Tüm islam aleminin ”Kutlu Doğum Haftası” kutlu olsun.

Evrenin, Allah’ın ismini ve sıfatlarının tecellisini göstermek ve yaratıldığını dile getiren Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Niyazi Beki, “Hz. Günümüzde artan ihtilaf, yoksulluk ve cehaletle mücadelede iman, ilim ve yardım ihtiyaçlarının incelendiği çizen Prof. Dr. Beki, kitap ve sünnete dayalı rehberliğin önemine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Niyazi Beki, 14-20 Nisan tarihleri arasında kayıtlı olan Kutlu Doğum Haftası kapsamında, evrenin yaratılışı gayesi, Peygamber Efendimizin küresel teşrifinin anlamı ve çağımızın sorunlarının açıklamalarında bulunmuştur.

Kainatın yaratıcısı evreni ne için yarattı?

Niyazi Beki, “Her cemal ve kemal sahibi kendi kemal ve cemalini görmek ve göstermek istemesi varlık aleminde herkes tarafından kabul edilen bir düsturdur. Kabiliyetli bir ressam bir resmi yaparken bu yeteneği ve göstermek ister. Bir yazarken şiir yazarken yazma maharetini görmek ve göstermek ister.” dedi.

Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister

Niyazi Beki, Bediüzzaman hazretlerinin konusunu kısaltarak özetle şöyle dile getirdi:

“’Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrınca; bu kâinatın şani yüce sultanı dahi istedi ki, bir fuar açsın, içinde maharetini gösteren sergiler dizsin ki, saltanatının haşmetini, servetinin şaşaasını, kendinin harikalarını, hem kendi marifetinin/ilim, kudret ve hikmetinin yetenekli tecellilerini teşhir edip göstersin. Manevîsini vecihle müşahede etsin: Bir bakış açısı; kendiliğinden inci gibi en inceliklerine sahip olan kendi bakış açısıyla Şaşsın. muhatapları tarafından tam anlaşılmıyorsa ve onu nesnelerin bir muallimi de yoksa, o kitabın değeri ifade eden bir kıymet-i harbiyesi olmaz.”

Evren dahi yaratıcılığını tanıtmak üzere yazılmış ontolojik bir kitap

Evrenin dahi yaratıcısını tanıtmak üzere yazılmış ontolojik bir kitap olduğunu da eden Prof. Dr. Niyazi Beki, “Fakat yazılış gayesine uygun manalarını keşfedip ortaya koymak bir muallim olmadan olmaz, olamaz. İşte Hz. müjdecisi ve Nisan yağmuru gibi umumi bir rahmete işaret edildi.” ifadesinde bulundu.

Hz. Peygamberin dünyadaki teşrifleri ne anlatıyor?

Hz. Peygamberin (sav) dünya çapında teşriflerinin her gücünün kâinatın yaratıcısını tanıtması, emir ve yasakları çerçevesinde dünya ve ahiret sevgisinin mutluluğunu kazandırması, hem kurallarla hem pratik hayatıyla insanlara insanlığı ahlakını, insanlara değer vermeyi öğretmesi, diri diri kızlarını çalıştıran gömen bir sakatlık yere yıpratırken imtina etmeyen bir kırmanın tek başına bir olay olduğunu gösteren Prof. Dr. Niyazi Beki, şöyle devam etti:

“Bütün dünyaca malûmdur ki, az bir kavmin âdetlerinden hakir, ehemmiyetsiz bir âdeti çıkışı veya zelil, miskin bir taifenin cüz’î, huylarını ortadan kaldırır, büyük bir hükümdarın kolayca yapamazsınız, uzun bir zamanda bile çok zahmetlere bağlıdır. Acaba hakimla beraber, maddie sahip olduğunuz durumda, az bir zamanda, eski kültür ve adetlerine tam olarak bağlı, yardım ve fertleri pek çok olan bir Yapabilen; hem yerlerine yüksek âdetleri, güzel ahlâkları tesisi eden bir zât, hârikulâde olmaz mı? Özellikle insanın fıtratında ve vicdanında var olan istinat (Allah’a iman) ve istimdat (ahirete iman) noktalarını tatmin etmek için bir kalplerinde tesisi, vaatlerin ötesinde canlı bir hayat modelidir. olmaktan daha büyük bir müjde, daha büyük bir kazanç, daha büyük bir hizmet olabilir mi?”

İman esaslarının ilmini öğrenmek, sonra öğrendiğimizle amel etmek…

Kutlu Doğrum Haftası’nın, insanların Allah’a, Kur’an’a, resule ve ahirete imanlarını tazeleyip kuvvetlendirmeleri gereken kutsal bir mevsim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kıştan sonra da bir haşir/yeniden dirilme baharı iman etmek en büyük bir kazançtır.Önce, ilmi çalışmaları, programları, seminer ve konferanslar gibi programları düzenlemek ve katılmak üzere bu tahkiki iman esaslarının ilmini öğrenmek, daha sonra öğrendiğimizle amel etmek, hayatımıza dahil etmekla hem dünya hem ahiretimizi gerçekleştirmeyi başardık.” diye konuştu.

Bu asırda özellikle ihtilaf, yoksulluk ve cehalet oldukça arttı!

Bu asırda özellikle ihtilaf, yoksulluk ve cehaletin oldukça arttığını, ihtilafların çoğunun akıl ve mantığın önünü kesen hisyat olduğu için bunu yeniden aklın rotasına oturtmanın oldukça zor iş olduğunu kaydeden Prof. Dr. maharet ve marifete çok şiddetli ihtiyaç doğmuştur.” şeklinde konuştu.

Cehalet kuralları takip etmek için kitap ve sünnete bağlı olarak rehberliğe ihtiyaç var

Cehalet hastalığı bu çağda tek malzemeist fen ve felsefeden geldiği için dalaleti, yanlışı, şaşılığı sağlamak için kitap ve sünnete bağlı başka rehberliğe ihtiyaç büyük doğmuşnu ifade eden Prof. Gazali ve Bediüzzaman Said Nursi gibi akıl ve kalp ile birlikte seyr-u süluk yapmayı prensip olarak edinemeyen, İbn Arabi ve Mevlana gibi maddi-manevi ilimleri mezçmeyen kimselerin rehberliği bu asırda pek müessir olabilir, bu da için gerekli faydayı sağlamaktan uzak olabilir. şekilli şekiller tamamlandı