Site icon İntroHaber

ÖZGENER 2024 YILINDA, GÜZEL HABERLER ALMAYA DEVAM EDECEĞİMİZİ UMUYORUM

İzmir Ticaret Odası(İZTO) Ocak ayı olağan Meclis Toplantısı İZTO Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyrazlar ın başkanlığında gerçekleşti. Toplantı geçen ay vefat Meclis üyesi Mustafa Levent Taşcıoğlunun anısına eşi ve kızlarına Altın üye Ödülü verilmesiyle başladı. Ardından diğer gündemelere geçildi. 2023 yılında hazırlanan faaliyetleri kapsamında hazırlanan flim izlendi. Ve Ocak 2024’te yapılan faaliyetlerde gündeme de yer aldı. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in açılış konuşmasında “2024 yılında, eğitim alanındaki çalışmalarımızdan güzel haberler almaya devam edeceğimizi umuyor” Dedi.

Özgener konuşmasında şunlara değindi; “Yeni dönemde en büyük temennimiz, her zaman altını çizdiğimiz “ortak akıl”ın gelişerek devam etmesini sağlamak.

Seçim sürecinin ardından, kentimizin tüm kurumlarıyla büyük bir sinerji içerisinde sürdürdüğümüz projelerimizin sayısının artmasını umuyorum. Devam eden projelerimizin hızla tamamlanması da önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarımızın her birinin iş dünyasının taleplerine ve önerilerine bakış açılarını olumlu buluyorum. İzmir’imizin kazanacağı bir seçim süreci temenni ediyorum.

Yılın ilk ayında kentimizin önemli değerlerinden, Atatürk sevdalısı Hanri Benazus’u yitirdik. Eserleriyle her zaman yaşayacak olan iş insanı ve yazar Hanri Benazus’u saygıyla anıyor, ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Gelecek hafta, Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda yaşanan büyük acının üzerinden tam 1 yıl geçmiş olacak.  Deprem felaketinde binlerce insanımızı kaybettik. Yitirilen canlarımızı geri getiremeyiz.

Ancak, böylesine felaketleri bir daha yaşamamak için, depreme karşı dirençli konutlar üreterek kentlerimizi tasarlamanın, maddi zararları en aza indirmek amacıyla sigorta bilincini arttırmanın ve hasar öncesi alınan tedbirlerin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum.  

Değerli Dostlar,

Küresel ekonomi alanında yaşanan makroekonomik gelişmelerin ülkemizi daha fazla etkilediği günümüzde, yurtiçi ekonomide istikrarın her zamankinden daha önemli bir hale geleceğini düşünüyoruz.

Son 3 yıldır ülkemiz ekonomisi ile ilgili katma değerli finansal ve reel tüm yatırımların azalmasına sebep olan enflasyon probleminden kurtulmak için, geçen sene atılan adımların kararlılıkla devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kararlılığı göstermek açısından geçen hafta Perşembe günü politika faizinin %45’e ulaşması önem taşıyor.

Para Politikası Kurulu’nca; yurt içi talebin mevcut seviyesinin, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik risklerin enflasyon baskılarını canlı tuttuğuna vurgu yapıldı.

Bu bağlamda, Merkez Bankası dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılaştırma düzeyine şu an için ulaşıldığına işaret etti. Bu tespit ile en azından seçimlere kadar faize yönelik bir pozisyon alınmayacağını anlıyoruz. 

Fakat enflasyon görünümü üzerinde belirgin ve kalıcı riskler oluşması durumunda parasal sıkılaştırmanın gözden geçirileceğinin belirtildiğine de dikkat çekmek isterim. Asgari ücret zammından sonra enflasyondaki beklentilerin kontrol altına alınması ve önümüzdeki dönemde nasıl azaltılacağı konusu önemini koruyor.

Asgari ücretteki artışı takiben özel sektördeki ücret artışlarının; bununla birlikte, kamu bütçesinde Aralık ayında gördüğümüz yüksek oranlı açığın ve halihazırda yavaşlamayan iç talebin, dezenflasyonist süreci daha da zorlayabileceğini öngörüyoruz.

Bu şartlar altında; ekonomik programa olan inancın tazelenmesi ve enflasyon yeterince düşmeyecek algısının tersine çevrilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü piyasada fiyatların tekrar yükseleceğine dair algı, tüketici talebini erkene alıyor ve bu durum fiyatların devamlı güncellenerek bir sarmal oluşmasına ve sonucunda enflasyonun yükselmesine yol açıyor.

Ekonominin soğumasına yönelik büyümeyi yakından etkileyen kredi politikaları ve cari açıktaki iyileşmenin yakından takip edilmesi gerekiyor. Bunlara ek olarak, ülkemiz ekonomisine dair makroekonomik istikrarın sağlanacağına olan güvenin pekişmesi için de, yapısal reformların mutlaka devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum.

Fiyatların yüksek seyrettiği dönemde, verimlilik başta olmak üzere ekonominin uzun vadeli perspektifine ilişkin birçok konuda istenilen adımlar atılamadı.  Asgari ücret artışına rağmen toplumsal refahta kayıp yaşandığını ve ücretlerin yaşam koşullarını karşılama düzeyinin azaldığını gözlemliyoruz.

Bir diğer önemli husus da, her kademedeki çalışana aynı oranda ücret artışı yapılamaması. Asgari ücretli bir çalışan ile orta düzey yöneticinin ücretlerinin yakın seviyeye gelmesinin iş verimliliğini düşürmeye başladığını görüyoruz.

Bu durumun işletmelerin operasyonel kapasitelerinin azalmasına neden olduğunu da üyelerimizden geri bildirim olarak alıyoruz. Bu çerçevede, asgari ücret artışının çalışanların alım gücünü beklendiği oranda arttırmadığını, başta KOBİ’ler olmak üzere birçok firmayı olumsuz etkilediğini görüyoruz. 

Konuyla ilgili, KOBİ’lerin dayanıklılığının daha fazla zorlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü firmaların maliyet artışı kaynaklı daralmaya gidebilecekleri, kayıt dışı çalışmanın artış gösterebileceği ve bu durumun da iş gücü piyasalarını ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisini olumsuz etkileyebileceğini görüyoruz..

Cumhuriyetimizin 100. yılında 255,8 milyar dolar ihracat ile rekor kırdık. Böylece küresel ihracattan aldığımız payı 2022’de % 1,02 iken, 2023 Eylül sonu itibariyle %1,06 seviyesine yükselttik.

Bugün de Türkiye İstatistik Kurumu dış ticaret verilerini açıkladı.

Ülkemizde Aralık ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %0,4 arttı, ithalat %11,0 azaldı. Kentimizde ise ihracat %2,1 arttı, ithalat ise %5,4 azaldı. İthalatımızın azalmasını, dış ticaret ve cari dengemiz adına olumlu buluyoruz, ancak ihracattaki performansımızın da yeterince güçlü olmadığını görüyoruz.

Bu durum, ihracatçılarımızın sadece kur rekabetçiliğine dayalı büyümeye endeksli olmaması gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak maliyet unsurlarındaki oynaklıklar göz önüne alındığında, kısıtlı imkânlara da sahip olduklarını görüyoruz.

Özellikle asgari ücretin 550 doların üstüne çıkarak, şu ana kadar dolar bazında en yüksek seviyeye ulaşması, ihracatçılarımıza maliyetlerinin daha da artmasına neden oluyor.

Enerji maliyetleri başta olmak üzere bir çok girdi maliyetinin öngörülemez oluşu; işlerin geliştirilmesi, pazarın çeşitlenmesi ve katma değerin arttırılmasına yönelik büyük bir engel teşkil ediyor.

Bu durumu, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi de teyit ediyor. Endekse göre 50 olan eşik değer aşılamayarak Kasım 2023’de 49,5, Aralıkta ise 49,7 olarak gerçekleşmiş ve ihracat ikliminde bozulmanın sürdüğüne işaret etmiştir.

Endeks; 50’nin altında yer alarak zayıf bir görünüm ortaya koyuyor. Euro tarafındaki zayıflığın Ortadoğu ve Amerika Birleşik Devletleri ile kompanse edildiğini görüyoruz. Ancak bir çok meclis konuşmamda da vurguladığım gibi Avrupa Birliği tarafında iyileşme olmasının, ülkemizin ihracatı için önem taşıdığı inancındayız.

Hem Avrupa Birliği’ndeki ekonomik resesyon ihtimalinin, hem de çevre ülkelerdeki jeopolitik gerilimlerin, bizi yakından ilgilendirdiğini görüyoruz.

Taşımacılık şirketlerinin Kızıldeniz’i güzergahtan çıkarmaya başlamasının da, bir çok teslimatın gecikmesine yol açabileceği ve enflasyonda yeni riskin navlun fiyatları olabileceği üzerinde de duruluyor.

İçinde bulunduğumuz şartlar, ihracatımızın finansmanını daha değerli kılıyor. Geçtiğimiz yıllarda uygulanan KGF destek programlarının önemli bir bölümüne son verilmesine rağmen ihracat desteklerinin devam etmesi bunu kanıtlar nitelikte.

Reel sektörün teminat sorununun çözümü için devreye alınan Hazine destekli kredi garanti sisteminde, 2024 yılında ihracat ağırlıklı bir destek mekanizmasının uygulanacağını görüyoruz. Bu noktada, Eximbank ve İhracatı Geliştirme A.Ş.’nin ihracatçılarımızı desteklemesi de büyük önem taşıyor.

2023 yılında ülke olarak elde ettiğimiz bir başka önemli başarı, turizmde yaşandı. Tüm zamanların en iyi performansını sergileyerek, turizm gelirleri, bir önceki yıla göre yaklaşık %17’lik artışla 54,3 Milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatın yanısıra turizm gelirlerindeki artışın da, ülkemiz cari dengesine büyük katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Yapısal değişikliklere ihtiyacımız olan alanların ortaya konulması için, diğer ülkelere kıyasla güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlememiz gerekiyor.

Yakın zamanda yayımlanan “Dünya Ekonomik Forumu” raporu, kaynak ekosisteminin sağlanması ve temel ihtiyaçların karşılanması bakımından ülkemiz ekonomisinin kapsayıcı bir seviyeye sahip olduğunu gösteriyor.  Bununla birlikte, diğer ülkelere kıyasla ülkemizin yenilikçi ekonomiyi geliştirmede ve kurumsal kapasitesini iyileştirmede geride kalmış olduğu belirtiliyor.

Söz konusu rapor çerçevesinde; artan jeopolitik riskler karşısında toplumsal kutuplaşma, hukukun üstünlüğü ve yolsuzluk algısı gibi konuların iyileştirilmesine yönelik yapısal reformlara ihtiyacımız olduğu anlaşılıyor. 

Teknolojik yenilik ve araştırma kapasitemizin diğer ülkelere göre düşük kaldığı belirtilen rapor çerçevesinde, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki sermaye oranımız ve yatırımların artmasının gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor.  Hem teknoloji alanında yeteneklerimizin geliştirilmesine, hem de mevcut iş gücünün söz konusu yetkinliklerle donatılmasına ihtiyacımız olduğunu görüyoruz.

Bu şartlar altında, birçok kez ifade ettiğimiz üzere, bir an önce finansal istikrar konusunu çözüme kavuşturup, şirketlerimizin ve çalışanlarımızın verimliliğini arttıracak yapısal konulara eğilmek gerektiğini vurgulamak istiyoruz.

Finansal tabloların, mevcut ekonomik duruma göre revize edilmesi büyük önem taşıyor. Bu anlamda, 2024 yılı ile birlikte mali düzenlemeleri yakından takip ediyoruz.

En önemli mali düzenlemelerin başında gelen enflasyon düzeltmesinin 2023 yılı mali karı veya zararına ve doğrudan vergi matrahına bir etkisi olmayacağını görüyoruz. Bununla birlikte, 2024 yılından itibaren ise işletmelerimizin vergi matrahını doğrudan etkileyecek.

Bildiğiniz gibi, uzun yıllar enflasyon düzeltmesi reel sektör tarafından talep edildi. Beklenti, mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması, vergileme üzerindeki enflasyon kaynaklı olumsuzlukların giderilmesi, fiktif karlar üzerinden vergi ödenmemesi şeklindeydi.

Bununla birlikte, 2024-2026 hesap dönemlerinde yapılacak enflasyon düzeltmesi nedeniyle, henüz satılmayan stoklar ve diğer kıymetlere ilişkin enflasyon düzeltme farkları üzerinden peşin vergi ödeme olasılığı bulunduğunu görüyoruz.

Bu noktada, reel sektörün 2024-2026 hesap dönemlerinde stok veya henüz gerçekleşmeyen karları için enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşacak düzeltme farkları üzerinden peşin vergi ödenmemesinin sağlanabileceğini düşünüyoruz.

Ayrıca, sermayenin vergilendirilmesine sebep olan etkileri ortadan kaldırmak için enflasyon düzeltmesinin vergi etkisine ilişkin güncelleme yapılması da önem taşıyor. Muhtemel vergi etkisi üzerindeki düzeltme talebinin, sektörler özelinde ve işletme büyüklükleri ile vergi oranları çerçevesinde gerçekleştirilebileceği fikrindeyiz.

Değerli Üyelerimiz, 51.Mesleki Bilimsel ve Teknik Faaliyetler Meslek Komitemizin talebi doğrultusunda 8 Şubat’ta Odamızda konuyla ilgili bir toplantı düzenleyeceğiz. Sizlerin ve mali müşavirlerinizin toplantıya katılımlarında büyük fayda gördüğümü de ayrıca belirtmek istiyorum.

Bu gelişmeleri analiz edip yol haritaları üzerinde çalışırken Odamız faaliyetlerini de yoğun olarak sürdürdük.

Görevine yeni başlayan İtalya İzmir Konsolosu Daniele Bianchi ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede, İtalya ile İzmir arasındaki ilişkilerin ivmelenmesine yönelik karşılıklı değerlendirmelerde bulunduk ve Sayın Konsolosun ziyaretinin hemen ardından planlamalarımızı başlattık.

İtalya’dan sağlık turizmi alanında çalışan seyahat acentelerini kentimizde ağırlayacağımız geniş katılımlı bir fam trip organizasyonu düzenlemeyi planlıyoruz. Sağlık turizmi yalnızca hastane ve klinikleri değil, ulaşımdan, konaklamaya, yeme-içme ve perakendeye kadar çok sayıda sektörü kapsayan bütünsel bir fırsat sunuyor. Bu anlamda gerçekleştireceğimiz organizasyonun çok sektörlü bir fayda ortaya koyacağına inanıyorum.

Geçtiğimiz hafta UR-GE Gelinlik Damatlık ve Abiye projemiz kapsamında Londra’ya yönelik bir yurtdışı pazarlama organizasyonu gerçekleştirdik. Düzenlenen ikili iş görüşmeleri kapsamında 28 firmadan oluşan Odamız heyeti, 52 İngiliz firma ile 200’ün üzerinde görüşme gerçekleştirdi.

Kendi alanında Avrupa’nın en önemli fuarları arasında yer alan Agroexpo 19. Tarım, Hayvancılık ve Tavukçuluk Fuarı dün kapılarını açtı. Düzenlendiği sektöre katkı ve yön veren, İzmir fuarcılığının yapı taşlarından biri olan Agroexpo Fuarına, tarıma, hayvancılığa gönül ve emek vermiş tüm üyelerimizi ziyarete davet ediyorum.

Faaliyet filmimizde de izlediğiniz üzere, Almanya başta olmak üzere bir çok yurtdışı fuara üyelerimizin gitmelerine vesile olduk. Sizlerin önerileri ve destekleriyle oluşturduğumuz fuar listemizle, yalnızca 1 ay içerisinde kendi sektörlerinde dünyada en önemli olan 7 ayrı fuarı üyelerimizin ziyaret etmelerini sağlamanın, ticaretlerini geliştirmelerine bir katkı sunabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu organizasyonlarımıza önümüzdeki aylarda da hızla devam edeceğiz.

Değerli Meclis Üyeleri,

Üniversitemizle ilgili güzel haberleri de paylaşmak istiyorum.

Henüz 5 yaşında salsaya başlayarak müzik ve dansla tanışan İzmirli Yağız Avcıoğlu, çocukluk tutkusunu dünya çapında büyük bir başarıya dönüştürdü.

Üniversitemiz İşletme Bölümü öğrencisi Yağız Avcıoğlu, Uluslararası Dans Örgütü tarafından Belçika’nın ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Şampiyonasında, “bale” kategorisinde üçüncü olarak ülkemizi gururlandırdı.

Üniversitemiz İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi İpek Kaştaş Uzun, Nobel Bilim ve Araştırma Merkezi Derneği tarafından peyzaj mimarlığı alanında Yılın Bilim İnsanı Ödülü’ne layık görüldü. Dr. Uzun, ödülü İzmir’e getirerek bizlere büyük gurur yaşattı.

İngilizce eğitimin kalitesini artırmak ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla uluslararası alanda çalışmalar yürüten İngiliz Dili Öğretim ve Mesleki Gelişim Derneği’nin TESOL Türkiye dönem başkanlığına İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Yabancı Diller Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Üstünlüoğlu seçildi.

Üniversitemizi temsilen başarı kazanan akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizi tebrik ediyor, üniversitemizin yakaladığı başarıların yeni kampüsümüzle birlikte daha da artacağını düşünüyorum.

2024 yılında, eğitim alanındaki çalışmalarımızdan güzel haberler almaya devam edeceğimizi umuyor, sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”

İZTO Meclis Toplantı Salonu’nda ayrıca İZTO’da 24,12,10, 8 ve4 yıllık onur üyelik ödülleri dağıtıldı

Exit mobile version