DP İzmir İl Başkanı Demirbaş güven tazeledi
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “DP güneşi hep izmir’den doğmuştur”
DP İzmir 16. İl Kongresi Karşıyaka’daki Deniz Baykal Kültür Merkezi’nde öğle saatlerinde başladı. Kongreye DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın yanısıra Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, İzmir Milletvekili Salih Uzun, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Başkanlık Divanı, Genel İdare Kurulu, Merkez Karar Kurulu, Yüksek Haysiyet Divanı üyeleri, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa Erduran ile DP’li il ve ilçe yöneticileri katıldı.
Davullar çaldı, meşaleler yakıldı, efeler oynadı, bando marşlar çaldı, gençler coşkuyla karşıladı Genel Başkanları Gültekin Uysal’ı. Kongre davetlilerinin sevgi gösterisini karşılıksık bırakmayan Uysal’ın protokoldeki yerini almasıyla program başlatıldı.
SİYASET ZOR ZANAAT!
Kürküden yaptığı konuşmada siyaset yapmanın vebali olduğuna dikkati çeken DP Genel Başkanı Gültekin Uysal “Siyaset zor zanaat. Sorumluluğu ve vebali büyük. Milletin emanetine sahip olmanın şuuruyla sorumluluğu daha da katmerlenen bir fonksiyon. O açıdan büyük bir yolculuğun içinden geliyoruz. Bugünlere kolay gelinmedi, bu yollar kolay açılmadı. Türkiye’yi 3 Kasım 2002’den öncesini yok sananlara sesleniyorum Türkiye bugünlere kolay gelmedi. Kendilerinden önceki Türkiye’yi yok saymak için çabalasalar da gözlerini kapatsalar da cumhuriyetin 100. Yılında cumhuriyeti görmezden gelseler de biz buradayız. Demokratlar burada. Milletimiz görüyor ve idrak ediyor. Milletten başak rıza ve güç arayacağımız başka bir yer yok. Devletlerin ve milletlerin hayatında zaman zaman buhran dönemleri olur bugün içinde bulunduğumuz dönem de milletimizin ve devletimiz böyle bir zihin karışıklığını yaşadığı, bilerek ve istenerek insanımızın zihninin bulandırıldığı bir zaman dilimidir. Yeni bir dünya kuruluyor Yeni yeni siyasi ve iktisadi olarak güç merkezleri yükseliyor. Bizim iddiamız da Türkiye’yi ve Türk milletini bu tarihi rekabette hak ettiği yeri almasıdır. Türk demokrasisinin açığının milletimize maliyetini ödüyoruz bugün. Bugün istikametini kaybetmiş bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. İnsanımızın bunu hak etmediğini biliyoruz. Ya bir yol açacağız ya bir yol bulacağız. Bir yol açmak mecburiyetindeyiz. Siyasetin, milletin taleplerine çözüm üretemediği ortada. Bugün iktidar sahipleri, ‘Size hukuku ve demokrasiyi sunmayı öteleyebiliriz. Çünkü devlet birtakım tehlikelerle karşı karşıya’ diyebilir. İşte marifet de oradadır. Demokrasiyi de devletin ikamesini de aynı anda sunmaktır. Maalesef bugün sağlıklı işleyen bir demokrasimiz olmadığı için kaynaklarımız heba oluyor. Bu ülkenin yetişmiş insan gücü tarihinde olmadığı kadar bu ülkeye küsmüş durumda. Amaçları belli. Ama onlara inat bu vatana hep beraber sahip çıkacağız Onlar istiyor diye bu ülkeyi terk edecek falan değiliz. Bu ülke hepimizin. Onun için bu ülkede nimetleri de külfetleri de ortak paydada eşit paylaşalım. Devletin her türlü imtiyazından yararlananlar bugün bir hikaye anlatıyorlar. Bu ülkeye sanki Müslümanlık da elektrik de onlarla birlikte geldi. Sanki onlardan öncesi yok. Ama öyle değil! Bütün zorlamalara rağmen adeta senin önünden kütük kaparcasına bu ülkenin kurucu altyapısını kurmak için Menderes’i de Özal’ı da bu ülkeyi kurmak için çalışmıştır. Şimdikiler bu isimleri ihtiyaç duydukları kadar bahsetsinler. Sorun yok. Milletimizin hafızasındadır zaten bu büyük devlet adamları. Bu büyük ülkeyi bu girdabın içinden elbette çıkaracağız” diye konuştu.
KANIKSAMA KÜLTÜRÜ SONA ERMELİ
Kanıksama kültürünün sona ermesi gerektiğini belirten Uysak, “Bugün her sahada sistematik düşüşler yaşıyoruz. Demokrasi ve hukukta küme düşmemizin bedelini eğitimden başlayarak her alanda yıkıma dönüştürecek hadiseler yaşıyoruz. Bir yandan kendi yetişmiş insan gücünüzü yurt dışına kovalayacaksınız bir yandan da niteliksiz insanları ülkeye doluşturacaksınız. ‘Suriye’de rejimi değiştireceğiz’ diyenlerin… Kapınızda binlerce sığınmacıyı bulacağınız aşikar. Şimdi hiç oralı değiller. Sanki bu politikanın sahibi onlar değiller. Sanırsınız Türkiye’de tutarlılık sadece muhalefetin sorumluluğunda. Neyi dillerine pelesenk ettilerse bütün o değerlerin içini boşalttılar. 20 yıllık iktidarın sonunda elde avuçta ne kaldıysa şimdi de onları satmanın peşindeler. Hepimiz sarsılmalıyız. Bu olanlar bitenler hepimiz sarsmalı. Kanıksandığı için ses verenlere kulak tıkıyorlar. Kanıksamamalıyız. Bir deprem felaketi yaşadık. Bu felakette ölenlerin sayısını bile net vermiyorlar. Bunar da bizi sarsmıyor. O açıdan kendimize doğru soruları sormak ve doğru cevapları bulmak dışında hiçbir çaremiz yok” şeklinde konuştu.
SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ
Fon dolandırıldığı üzerinden de iktidara yüklenen Uysal, “Milletimizin talepleri ortadayken iktidarın da talebi var. Onların tek bir talebi var. Bir kişi, onun ailesinin ve yakın çevresinin iktidarını sürdürmek. Özellikle suçüstü yakalandıktan sonra hukuku katlederek var gücüyle çalışıyorlar. Demokratik tavır alanlarının sınırları her geçen gün daraltılıyor. Bizim mücadelemiz de bunu tersine çevirmek için. Demokrasi, insanımızın eşit fırsata sahip olması demek. Son 10 günde yaşananlara baksak Türkiye’deki fiili iktidar ve kurduğu fiili rejimin bütün kimyasını çözebiliriz. Biz kimi konuşuyoruz? Birtakım sosyal medya fenomenlerinin olumsuzluklarını konuşuyoruz. Kayıt dışı bir ekonomide olup biten bir teknik direktörün ismiyle anılan bir fonu konuşuyoruz. Futbolcuymuş, ünlüymüş yok. Herkes yaptıklarının bedelini ödeyecek. Her gün İçişleri Bakanının yaptığı operasyonları konuşuyoruz. Adama sormazlar mı ’Bütün bunlar olurken siz neredeydiniz’ ifadelerini kullandı.
GANİMETTEN PAY ALABİLMEK İÇİN…
‘Ganimet’ eleştirisi yapan Uysal, “Türkiye’de kamu düzeni sarsılıyor. Ama bugünler gelip geçecek. 2-3 yıldır aleni ahmaklıklarında gizli hikmet arayalım diye bir çaban var. Sayın Erdoğan, ‘Ekonomistim’ diyerek bazı tercihler yaptılar. Şimdi tersine döndüler. Şirin gözükmek için Maliye Bakanı bazı şeyler söylüyor. Ama Türiye2nin bu noktaya niye ve nasıl geldiğini hiç söylemiyorlar. Ekonomiden başlayarak senkronize bozulmalarla karşı karşıyayız. Türkiye bu kafayla giderse, bu yanlış politikalarla uluslar arası alanda kaynak sağlayalım gemiyi yüzdürelim diyecekler. Türkiye’nin bütçesi ve açığı belli. Hedefler ne oldu? 2023’ü söyleyen yok. Hep 2053’ten bahseder oldular. Ekonomide yapılan yanlışın bedelini yanlışı yapanlar ödesin diye Mayıs ayında bit mücadele verdik. Elbette içimize sinmeyen işler de oldu. Bu tarihi kritik dönemde bizi bağlayan tek bir şey var. O da bu vatanın geleceğe Kendilerini kurtarmak için ülkeyi yakmayı göze alanlar karşı seçimlerde bir tercih yaptık. Bu tercihlerden de hiçbir pişmanlığımız yok. Neyi neden yaptığımızın idraki içindeyiz. Günübirlik siyaset yapmıyoruz. Zor zamanlardan geçerek geldik ama irademizin üzerine hiçbir gölgeyi düşürmedik. Kolayı seçebilirdik. Çünkü seçenler var. Seçtiğimiz birtakım genel başkanlardan, milletvekillerinden ganimetten pay alabilmek için iktidar kanadına geçenler var. Ama biz Uhud okçuları gibi olduğumuz yerdeyiz. Ama bugünler gelip geçecek” diye konuştu.
ADANMIŞLIK DUYGUSUYLA…
Birlikte mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapan Uysal, şunları söyledi; “Eğer Türkiye, büyüklüğüne denk bir siyasi akılla buluşturulmazsa daha büyük kayıplar yaşanacak. Sağımızdan solumuzdan çok şey söylenebilir. Onların hiçbir kıymeti yok. Milletin tarihi hepimize çok şey söylüyor. Doğruyla yanlışın yer değiştirdiği, çıldırma durumuna gelmiş olsak da kendilerini merkeze koyanlara inat milletin davasını başarıya ulaştıracağız. Ama bunun icapları var. İcaplarını da hep beraber yapmak durumundayız. Bir şeyi ifade etmek istiyorum. Kendi yapmadığım hiçbir fedakarlığı madden ve manen hiçbir arkadaşımdan istemedim. O yüzden bir adanmışlık duygusuyla tüm teşkilatlarımızla ayağa kalkmalı ve mücadeleyi büyütmeliyiz. Milletin geleceğinin nabzı atması gereken mecrada yani Demokrat Parti’de akmalı. Bu kavgayı hep beraber vermeliyiz.
BİZİM TEMEL İSYANIMIZ
‘Bunları gitsin de milleti biraz biz yağmalayalım’ diyenlerin karşısında olduklarını vurgulayan Uysal, “Günübirlik pop-star figürleri üzerinden siyaset yıllardır dizayn edilmeye çalışılıyor. Ama biz neyi neden yaptığımızı biliyoruz. O yüzden bu pınarın bize bahşettiklerini geniş kitlelerle buluşturmak zorundayız. Kucaklaşmak zorundayız. Önümüzde kısa ve makul bir zaman var. Seçim takvimi 1 Ocak’ta başlayacak. O zamandan itibaren değişen siyasi dengelerde, ittifak girişimleri, siyasette kolaya kaçmak isteyenler. ‘Aman şunları anlaşsın da ben aday olayım’ diyen kolaycılar türedi Biz kolaya kaçmadan kendi mücadelemizi vermeliyiz. Yoksa ülkede bir kayıkçı kavgası var. Çark döndükçe herkes payını alıyor ama sonra yine aynı düzen. Zor olduğunu biliyoruz. Milyar dolarlık bütçelerin karşısında mücadele edilir mi? Evet edilir. İman gücüyle edilir. Çarkları gıcırdatmayacak kadar biraz paraya ihtiyaç var. Para ihtiyacı milletten siyaseti kopardı. DP olarak temel isyanımız şudur. ‘Bunları gitsin de milleti biraz biz yağmalayalım’ diyenlerden değiliz. Bunu diyenlerin de karşısındayız” dedi.
BU GİDİLEN YOL YOL DEĞİL
İktidara ekonomi üzerinden de yüklenen Uysal, “Sayın Erdoğan dün açıklama yapmış. Asgari ücrete bir kez zam yapılacakmış. Bir de beylik lafı var. ‘Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diye. Allah muhafaza bir de ezdirseniz ne olacaktı! 4 yılda doğalgaza yüzde 400 zam gelmiş. 20 yılda toplumda 3 kesim büyük kesim yaşadı. Emekliler ve dar gelirliler, çiftçiler ve esnaflar. Türkiye’de bugün enflasyonu düşürdüklerini söylüyorlar. Neymiş ekonomiyi yavaşlayacakmışız, talebi düşürecekmişiz. Tüketimi azaltacakmışız. Türkiye’nin çok çıplak bir gerçeği var. Hacimce küçük katma değerleri büyük malları ithal eden, hacimce büyük katma değeri küçük malları ihraç eder durumdayız. Bunu tersine çevirmeliyiz. Bunlar da yetmezmiş gibi Bütünşehir Yasası’yla yok edilmiş köylerin mallarına kalındı. Onları haraç mezat satıyorlar. Ama kime satıldığını bilmiyoruz. Bu gidilen yol yol değil. Dört nala felakete gidiyoruz Ama bunu söylememiz yetmiyor. Hakları gasp edilmiş ve yoksullaştırılmış kitleler dini ve milli hamasi söylemlerle hala varlığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
BİZİM DE ELİMİZ ARMUT TOPLAMIYOR
Bu süreci tek bir günde gelinmediğine dikkati çeken Uysal, “Her bir vatandaşın sorumluluğu var. Bir yandan kendi hakkını gasp edenlere oy verirsek söylenecek söz kalmaz. Belki sosyal yardımlara muhtaç hale getirilmeleri birtakım zorunluluklar oluşturuyor olabilir ama Allah hepimize akıl vermiş. Her şey ortadayken milletimizin gözlerini kapamasına müsaade edemeyiz. Milletimize anlatacağız, ihbar edeceğiz. Vicdanı kararlaştırılmış insanları uyandırmaktır bizim vazifemiz. Bu kör koridora tek günde girmedik tek günde çıkamayacağız. Biz Mayıs yanında belli bir noktaya getirdik. Evet birtakım eksiklerimiz vardı. Ama şimdi bazıların yaptığı gibi ‘Biz söylemiştik’ demiyoruz. Biz de çok şey söylemiştik .Bizim amacımız mağlubiyetlerden birtakım başarılar çıkarmak değil. Konuşmaya gelinirse bizim de elimiz armut toplamıyor” şeklinde konuştu.
NAMUSSUZLARLA KAZANACAKSAK…
İnandıkları yolda sonuna kadar yürüyeceklerini belirten Uysal, “Bir anayasa değişikliği diyorlar. Anayasa değişikliği diye iktidarın aparatı olacakların yolu açık olsun. Biz aparatları olmayacağız. Zaten Tayyip Bey’i kurtaracak düzen yok. Birtakım çok iyi bildikleri oyunlarla milletin hakkını ve oyunu gasp ederek, milletimizin elindeki ekmeği çalarak bu işi yapabilirler. Ama biz inandığımız yoldan sonuna kadar yürüyeceğiz. O yüzden namussuzlarla kazanacaksak kaybedelim gitsin!” ifadelerini kullandı.
SİSTEM DİZ ÇÖKMEK ÜZERE
İzmir Milletvekili ve Kongre Divan Başkanı Haydar Altıntaş, Başkanlık Sistemini eleştirerek “bu ülkede partili olmayan hiç kimse özellikle Ak Partili olmayan hiç kimse hakkını aramıyor. Bizim bugün yaptığımız mücadele demokrasiyle birlikte bireylerin hak ve hukukun korunması ve kendisine iadesinden ibarettir. Ülkemiz bugün hak etmediği bir fukaralığın ve ezilmişliğin içinde kıvranmaktadır. Bunun sonucunda Başkanlık Seçimi bu ülkeyi taşıyamıyor. Diz çökmek üzeredir biz, bu rejimin ortaya koymuş olduğu sefaleti yıka k için yolu birlikte bulacağız. Bu yolla milletin önüne gidip milletin hak ve hukuk yolunu açacağız” dedi.
YEREL SEÇİM İKTİDARIN ANAHTARI
Kongreye tek liste ile giren Demokrat Parti İzmir İl Başkanı yüksek mimar Ozan Demirbaş yaptığı konuşmada, yerel seçimleri işaret ederken “dikenli yol” benzetmesi yaparak “Bugün burada geçmişle geleceği, tecrübeyle dinamizmi bir araya getiriyoruz. Bugün umudumuzu diri ve taze tutmak için buradayız. Türk siyasi tarihinin ve Türk demokrasisinin en zor sınavını Mayıs ayında geride bıraktık adım adım yerel seçimlere yaklaşıyoruz. Yerel seçimler iktidar olma yolunda önemli bir aşamadır. Bu aşamayı başarıyla geçmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu dikenli yolda gövdesini ve kalbini ortaya koyan belediye başkan adaylarımız var. Bizim buradaki vazifemiz sokaklarda ve meydanlarda olmaktır. İddialıyız. Çünkü biz DP olarak milletin derdini de çözümlerini de en iyi bilenlerdeniz. 20 yılı aşkın süredir AKP iktidarının yarattığı yoksulluğun ve fukaralığı bilip bunun derdiyle gezenleriz. Biz bu keyfi rejimin karşısındayız biz, can derdindeyiz onlar ise ifade derdinde” ifadelerini kullandı.
DEMOKRAT PARTİ İZMİR’DE GÜÇLÜYSE ?
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun, “İzmir’deki milletvekili adaylığı sürecimden bu yana ne zaman konuşma imkanım olsa üstünde durduğum iki husus var. Biri… İzmir’deki CHP’li dostlarımız. CHP’li dostlarımız cumhuriyetin kurucu iradesini temsil eden partinin kurucularıyız diye övünüyorlar. Övünmekte haklılar da. Sıkıntı yok. Ama eksik. Demokrat Parti de aynı CHP gibi cumhuriyeti kuranlar tarafından kurulmuştur. Celal Bayar… Kurtuluş mücadelesinin Galip Hoca’sı. Atatürk’ün son başbakanı. Kurucu Genel Başkanımız Celal Bayar. Refik Koraltan, bir diğer kurucumuz. Trabzon’da görev yaptığı dönemde milli mücadeleye destek verdiği için Damat Ferit Hükümeti tarafından görevden alınıyor. Dolayısıyla bir kez daha söylüyorum. Cumhuriyete bağlılık tarafından hiçbir partiyle mukayese edilemeyecek kadar DP cumhuriyetçidir. Cumhuriyet değerlerini gözetme ve koruma bakımından DP’nin cumhuriyetçiliğini hiçbir partiyle mukayese etmeyi kabul bile etmem. Demokrat Parti de aynı CHP gibi cumhuriyeti kuranlar tarafından kurulmuş partidir. Altını çizmek istediğim ikinci husus… Demokrat Parti ile İzmir siyasetinin uyumu. Demokrat Parti, Türkiye’de makul siyasetin zemin bulduğu partidir. Aynı İzmir gibi. İzmir, makul siyasetin neşet ettiği yerdir. Makul siyaset, çağdaşlığı hedefleyen siyasettir. Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyet hedefini ilk hedef olarak koyan siyasettir makul siyaset. Makul siyaset ayrıştırmaz, kucaklar. Aynı İzmir ve İzmir’in sosyal havası, siyasal iklimi gibi. O yüzden DP İzmir’de çok önemli. DP’nin İzmir’de performansının yükselmesi, Türk siyasetinde DP’nin yükselmesini sağlar. Demokrat Parti İzmir’de güçlüyse makul siyaset Türkiye’de alan sağlar” diye konuştu.