ZEYTİN YAPRAĞI BİLİNMEYENLERİ
Zeytin, ülkemizin önemli bir varlığıdır. Dünyada İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Tunus, Portekiz ve Fas’ın öncelikli önemli zeytin üreticisi ülkeler olarak yer aldığı görülmektedir. Dünya zeytin üretici ülkeleri arasında; sofralık zeytin üretiminde ülkemiz İspanya’dan sonra 2. sırada yer alır. Zeytinyağı üretiminde ise Tablo.1 ve Şekil.1’de görüldüğü üzere İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tunus’tan sonra ülkemiz 5. sırada yer almaktadır. Zeytin ve zeytin ürünlerinin sağlık üzerine oldukça fazla olumlu etkileri bulunmaktadır. Özellikle zeytin ve zeytinyağı α-tokoferol ve koruyucu anti-okside edici etkiyi sinerjistik olarak kuvvetlendiren fenolik maddeler kompleksi sayesinde yüksek bir anti-okside edici kapasiteye sahiptir. Bunların yanı sıra bilimsel çalışmalar, zeytin yaprağının başta fenolik bileşikler olmak üzere antioksidanca zengin olduğunu ve bağışıklık sistemi, patojenlerin kontrolü ve kalp-damar sağlığı üzerine olumlu etkilerinin olduğunu göstermiştir.
Bu derlemede, zeytin yaprağında bulunan antioksidanlara ve sağlık üzerindeki etkilerine değinilmiştir.
Gıdalarda bulunan biyoaktif bileşenlerin tüketimi, kanser ve kalp-damar hastalıkları gibi birçok hastalığın önlenmesinde etkilidir. Bu bileşenlerden en önemlileri bitkisel gıdaların içerdikleri doğal antioksidanlardır1. Antioksidanlar, oksidasyonu geciktiren veya engelleyen bileşiklerdir. Son zamanlarda bitkisel kaynaklardan doğal antioksidanların elde edilmesi üzerine yapılan araştırmalar artmaktadır2. Bitkisel kaynaklarda bulunan başlıca doğal antioksidanlar enzim sistemleri, vitaminler, fenolik bileşikler ve azotlu bileşiklerdir3. Zeytin yaprağı, Oleuropein (başlıca polifenolik antioksidanlardan biri) ve daha birçok flavonoid (Rutin, Apigenin, Luteolin) ihtiva eder. Günümüzde yapılan araştırmalar sonucu zeytin yaprağından elde edilen ürünler sağlık sektöründe ve kozmetik sektöründe kullanılmaktadır4.
Antioksidan İçeriği
Zeytin yaprağında bulunan başlıca antioksidan oleuropein’dir. Oleuropein yaprağın en etken fenolik bileşiğidir. Bu bileşik ilk defa 1908 yılında Bourquelot ve Vintilesco tarafından bulunmuş ve tarih boyunca malarya gibi ateşli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar zeytin yaprağı ekstraktında oleuropein dışında diğer antioksidanların varlığını da göstermektedir. Bu bileşenlerden başlıcaları kateşin, kafeik asit, vanilik asit, vanilin ve rutin, apigenin ve luteolin olarak adlandırılan flavonoidlerdir. Zeytin yaprağı ekstraktı yüksek antioksidan aktiviteye sahiptir. Bu etki oleuropein bileşiğiyle beraber diğer fenolik bileşiklerin sinerjik etkileri sonucu meydana gelir. Vitamin C ve E nin gösterdiği antioksidan aktivitenin yaklaşık 2,5 katı kadar daha yüksek bir antioksidan aktiviteye sahiptir17. Şekil.2’de farklı bitki ekstraktlarının antioksidan aktivitelerinin karşılaştırıldığı bir çalışma görülmektedir. Buna göre zeytin yaprağı, C vitamini, yeşil çay ve üzüm çekirdeğinden daha yüksek serbest radikal yıkımı sağlamıştır.
ZEYTİN AGACI DERGİSİ’NİN 14. SAYISINDA…..