Site icon İntroHaber

KARPAL TÜNEL SENDROMU YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR

Karpal Tünel Sendromu Yaşam Kalitesini Düşürüyor

Bodrum Amerikan Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, parmaklar ve avuç içinde uyuşma-karıncalanma ve ağrı ile kendisini belli eden Karpal Tünel sendromunun yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini söyledi.

Hastalık hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yılmaz, “Karpal tünel sendromu, median sinirin bilek seviyesindeki karpal tünel denilen bölgeden geçerken basıya uğraması sonucu hasar görmesi nedeniyle oluşan semptom ve belirtilerdir. En sık görülen şikayetler parmaklar ve avuç içinde uyuşma-karıncalanma ve ağrıdır. Nadiren şikayetler kola ve omuza kadar yayılım gösterebilir. Şikayetler daha çok sabah saatlerinde fark edilir veya gece uykudan uyandırır. Sinir hasarı daha şiddetli olduğunda, yani daha ilerleyen dönemlerde median sinir bölgesindeki kaslarda güçsüzlük görülebilir. Elde tutulan şeyler çabuk düşürülebilir, anahtarı çevirmekte veya düğmeyi iliklemekte güçlük çekilebilir. Kırıklarda veya travmaya bağlı bazen akut olarak ortaya çıkan karpal tünel sendromunda erken dönemde güçsüzlük görülebilir” diye konuştu.

TERARLAYAN BİLEK HAREKETLERİNDEN KAÇININ

Karpal Tünel sendromunun el bileğinin tekrar eden hareketleri sonucunda ortaya çıkabildiğini ifade eden Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Bileğin tekrarlayan hareketleri (örgü örme gibi), bilekten bükme ve kolu kaldırma hareketlerinin olduğu eylemler (kavanoz açma, bez sıkma, araba kullanma, yazma, telefon ile konuşma, okuma vb.) belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Elleri sallamak, soğuk suyun altına tutmak ise şikayetlerin azalmasını sağlar. Karpal tünel sendromu en sık görülen basıya bağlı sinir etkilenmesidir. Toplumda %1-5 oranında görülmektedir. Kadınlarda, gebelik döneminde ve baskın olan elde daha sık görülür. Karpal tünel sendromu büyük oranda iki taraflıdır. Tanı EMG tetkikiyle konulur. EMG tetkikinde şikayet olan tarafta karpal tünel sendromu saptanırsa, mutlaka karşı taraf da incelenir. EMG tetkikiyle hem tanı konulur ve ayrıcı tanı yapılır hem de sinir hasarının şiddeti belirlenir. Ultrason veya MR gibi tetkikler gerektiğinde, atipik vakalarda veya sinir basısına neden olan bir lezyon düşünüldüğünde yapılır”

Hastanın durumuna göre bir tedavi belirlendiğini kaydeden Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, “Tedavide şikayetlerin ve sinir hasarının şiddetine bağlı olarak atel, fizik tedavi ve cerrahi gibi yöntemlerden birisi veya kombinasyonu uygulanır. Korunmak için en önemli şeylerden biri, tekrarlayan bilek hareketlerinden kaçınmaktır” ifadelerini kullandı. 

Exit mobile version