Site icon İntroHaber

İZMİR TİCARET BORSASI AĞUSTOS MECLİS TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

İZMİR TİCARET BORSASI AĞUSTOS AYI MECLİS TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

İzmir Ticaret Borsası (İTB) olağan Ağustos ayı meclis toplantısı İZTO Meclis Toplantı salonunda, İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde gerçekleştirildi.

Tuncer, açılışta yaptığı konuşmasında, ”12 sayılı Olağan Meclis toplantımıza hoş geldiniz. Bu ay içerisinde kaybettiğimiz; eski Meclis Üyelerimizden Sayın İsmet Burçoğlu’na ve Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, TOBB Genel Kurul Delegesi ve Onur Üyemiz Sayın Günay Nazlı’ya Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.“ Şeklinde temenni ve dilekleriyle başladı.

Gündeme dair açıklamalarda bulunan Ömer Gökhan Tuncer şunları söyledi; “Son dönemde, hem Dünyada hem de ülkemizde bir takım sosyal, çevresel ve ekonomik faktörler üretimi kısıtlıyor veya üretime yeni bir rota çiziyor.

Değişimin en çok hissedildiği sektörlerin başında tarım geliyor. Üstü açık bir fabrika olarak tanımladığımız tarımsal üretim; toprak, su, iklim, emek, ücret, fiyat ve daha birçok değişkenin etkisi altında. Üretimimizi planlarken bu değişkenleri iyi hesap etmek gerek.

Gelişmiş ülkelerin bu hesaplamaları iyi yaptığını görüyoruz. Arz-talep dengesini iyi analiz eden ülkeler küresel ticarette söz sahibi oluyor ve piyasalara yön veriyor.

Ülkemizde birçok tarım ürününde kendine yeter üretimimiz var. Meyve-sebze sektöründe ise arz fazlasıyla üretimimize devam ediyoruz. Üretim gücümüz iyi olmasına rağmen özellikle yurtdışı pazarında rekabet gücümüz maalesef zayıf kalıyor. Sadece üretimin olduğu bir planlama modeli yeterli değildir. Planlama tarımın çok boyutlu olması nedeniyle bütünsel yapılmalıdır.

Arz – talep dengesi makro ölçekte ayarlanmalı, yurtdışı pazar araştırmaları düzenli olarak yapılmalı, ithalat – ihracat dengesi yakalanmalıdır.”

Küresel iklim koşullarına da değinerek Tuncer, ”Küresel gıda güvenliğine ilişkin endişeler her geçen gün artmaktadır. Bu endişede, tarımsal girdi fiyatlarında özellikle son iki yılda yaşanan artış, sera gazı emisyonlarının artması ve tüketici tercihlerindeki değişiklikler önemli rol oynamaktadır.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün 2023-2032 yıllarını kapsayan Tarımsal Görünüm çalışmasına göre;

•            Gübre fiyatlarındaki her %1’lik artış için tarımsal emtia fiyatlarının %0,2 artacağı tahmin edilmektedir.

•            Küresel çapta canlı hayvan üretiminde sadece  %1,3’lük yıllık büyüme tahmin edilmektedir.

•            Tarımsal sera gazı emisyonlarının önümüzdeki on yılda %7,6 oranında artması öngörülüyor.

Halihazırda, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %20 ila %25’i tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Bu oranlar, tarımın iklim değişikliği üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, küresel et ticaretinin son on yılda olduğundan çok daha yavaş bir şekilde, yılda yalnızca %0,7 büyüyeceği tahmin edilmektedir. 2032 yılına gelindiğinde tüm et kaynaklarından tüketilen proteinin %41’inin kümes hayvanı eti kaynaklı olacağı öngörülmektedir.

Değerli üyeler,

Hâlihazırda yüksek olan ve artmaya devam eden üretim maliyetleri ve yetersiz gelir artışları nedeniyle et talebinin büyümesi beklenenin altında kalacaktır.

Global ölçekte satın alma gücünün düşmesi tüketicileri daha ucuz etlere yöneltmekte, restoran ve benzeri ev dışı gıda harcamalarının azalmasına neden olmaktadır.

Yüksek gelirli ülkelerde harcanabilir gelir artışı artık et tüketimindeki değişikliklerin ana belirleyicisi değil. Bunun yerine, insan sağlığı, çevresel etkiler ve hayvan refahı ile ilgili endişeler, bu ülkelerdeki tüketici taleplerini et çeşitleri arasında kaydıran (örneğin kırmızı et yerine beyaz et) veya genel et talebini azaltan bir diyete geçmeye itmektedir.

Ekonomik büyümenin, kentleşmenin ve fast-food endüstrisinin büyümesinin ilerlediği orta gelirli ülkelerde, tüketicilerin et tercihlerinde daha önemli değişiklikler bekleniyor. Düşük gelirli ülkelerde, yüksek nüfus artışının, daha yüksek et tüketiminin ana itici gücü olmaya devam etmesi bekleniyor.

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat programının da baskısıyla özellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin Avrupa’da azalması ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde artması olasıdır.

Bu durumu fırsata çevirerek hayvancılık sektörümüzü büyütmeli ve ihracat potansiyelini kullanmalıyız.

Tabi bu süreci sürdürülebilir üretim ilkelerini gözeterek yapmalı ve uluslararası anlaşmaları dikkate almalıyız. Sürdürülebilir üretim için, sürdürülebilir Dünya şarttır.

Değerli üyeler, Sözlerime son verirken başta pamuk ve zeytinyağı sektörleri olmak üzere yeni sezona hazırlık yapan tüm paydaşlarımıza bol kazançlı ve bereketli bir yıl dilerim. Tüm ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramını ve İzmir’imizin Kurtuluş yıl dönümünü kutlarım.“ Şeklinde tamamladı.

Exit mobile version